| Ne de olsa, bir savcısın, adli biri değil. | Open Subtitles | بعد كلّ شيء، أنتِ المدّعي العام، ولستِ جنائيّة | 
| Olay yeri yok, adli inceleme yok. | Open Subtitles | لا وجود لمسرح جريمة، لا أدلة جنائيّة. | 
| Angel Santana'nın motoruna ilişkin adli tıp sonuçları fiyasko. | Open Subtitles | -أتريد أن تكتئب؟ لمْ نجد أدلّة جنائيّة على درّاجة (آنجيل سانتانا) الناريّة. | 
| Lisa Jenkins, tehlikeli bir ürünün pazara çıkmasına izin verdiği anlaşılınca cezai yükümlülüğün kendisinde olacağını görüyor olabilirdi. | Open Subtitles | ومن ثمّ فإنّ (ليزا جنكينز) قد تتحمّل مسؤوليّة جنائيّة لو انتشر أنّها سمحت لمُنتج خطير بالخروج للسوق. | 
| Eğer Miles eziyetten onları ihbar ettiyse, bu cezai suçlamadır. | Open Subtitles | إذن، لو وشى بهم (مايلز) عن الإرهاق، فإنّ ذلك يعني توجيه إتّهامات جنائيّة. | 
| Yani... Evet, ama benim müşterilerimin Çoğunun sabıka kaydı vardır. | Open Subtitles | أجل، حسناً، مُعظم موكّلي لديهم سجلاّت جنائيّة. | 
| Hiçbirinin sabıkası falan yok. | Open Subtitles | ولا أحد منهم لديه سوابق أو سجلاّت جنائيّة. | 
| Adı Christopher Garper. 20 yaşında, adli kaydı yok. | Open Subtitles | اسمه (كريستوفر غاربر)، بعمر الـ20، وبلا سوابق جنائيّة | 
| Adı Christopher Garper. 20 yaşında, adli kaydı yok. | Open Subtitles | اسمه (كريستوفر غاربر)، بعمر الـ20، وبلا سوابق جنائيّة | 
| Clara'nın denetimi sonucu, cezai yaptırımla karşı karşıya ve eşi boşanma davası açmış. | Open Subtitles | وبسبب مُراجعة (كلارا)، فإنّه يُواجه إتهامات جنائيّة -وطلبت زوجته الطلاق مُؤخراً . | 
| Banka borcu yüzünden, eski sabıka kaydı yüzünden. | Open Subtitles | دفعات إئتمانيّة مُتأخّرة، سجلاّت جنائيّة قديمة. | 
| Adi suçtan sabıkası vardı, ağır suçtan hapis cezası aldı. | Open Subtitles | أعني , لقد كانت تحمل وزناً عليه جُنحة حَصَلت على تهمة جنائيّة , وقضت فترة محكوميّة جنائيّة |