| - Güneyli aksanı için sana yardım eden aksan hocan. | Open Subtitles | هذا المدرب اللهجة الذي ساعد لك بلكنة جنوبية. |
| Tıpkı kendisi gibi beş kızı olan Güneyli bir kokoş hakkında. | Open Subtitles | الذي يتحدث عن امراة جنوبية وبناتها الخمس |
| # Ben Belle, Güneyli Belle, bir Alabamale Belle, bir dixie Belle. # | Open Subtitles | جنوبية حسناء , حسناء أَنا الجنوب من حسناء باما, حسناء |
| Bu gece Amerikan ve Güney Vietnam birimleri... bütün Komünist ordu merkezlerine saldıracaklar. | Open Subtitles | الليلة، ستقوم وحدات أمريكية وفييتنامية جنوبية بمهاجمة المقر الحقيقي لكل العمليات العسكرية الشيوعية |
| Bu, Güney kıtalarından ilk iskelet, şu işe bak - siz oturup hazırlıyorsunuz. | TED | هذا أول هيكل عظمي من قارة جنوبية. وخمنوا ماذا يحصل؟ تبدأون بتحضيره. |
| Sinyoraya boşalacak bir sonraki Güney odanın sana verilmesini söyleyeceğim. | Open Subtitles | يجب أن أخبر السيدة بأن تعطيكِ أول غرفة جنوبية بمنظر ستكون متاحة |
| # Ben Belle, Güneyli Belle, bir Alabamale Belle, bir dixie Belle. # | Open Subtitles | جنوبية حسناء , حسناء أَنا باما حسناء الجنوبية امريكا ولايات من حسناء |
| Bazen Güneyli aksanımı kullanmamayı tercih ediyorum. | Open Subtitles | بعض الاحيان احب انا لا اتكلم بلهجة جنوبية |
| Daha önce hiç koca sikli bir Güneyli kıza sikini yalattırdın mı? | Open Subtitles | هل تم إعطائك جنس فموي من فتاة جنوبية بـ قضيب كبير؟ |
| Güney Amerika köklerine ait ama daha belirgin olarak Texas'ın güneyi bir Güneyli İngiliz lehçesi, ülkenin orta kuzey kısmında bulunmuştur. | Open Subtitles | ان لها جذورا اميركية جنوبية لكن اكثر تحديدا انها من جنوب تكساس لهجة فرعية من الانكليزية الجنوبية |
| Güneyli ağzıyla mı konuşuyorsun yoksa Lily'nin Vietnam adını mı hatırlamaya çalışıyorsun? | Open Subtitles | .هي مازلت صغيرة جداً حسناً هل ذلك كلمة جنوبية أخرى، أو أنك تحاول فقط تذكر إسمها الفيتنامي؟ |
| Güneyli, çok kuşaklı ailenin, destansı hikâyesi. | Open Subtitles | إنها قصة ملحمية متعددة الأجيال لعائلة جنوبية |
| Eski moda bir Güneyli balosuyla karşılanmalı. | Open Subtitles | من المفترض أن يُرحب بها بحفلة راقصة جنوبية كبيرة |
| Güney ve güneybatıdan batıya doğru ilerleyen, görünüş mesafesini azaltan sağanak yağış. | Open Subtitles | عواصف جنوبية غربية تنتشر قادمة من الغرب مصحوبة بالمطر ورؤية عادية واحياناً ضعيفة |
| Bir Güney Amerika şehrinde Fransız restaurant'ı açan bir İtalyan. | Open Subtitles | إيطالي مَع a مطعم فرنسي في a مدينة أمريكية جنوبية. |
| Kimsenin Güney Philadelphia'lı bir aptala ihtiyacı yok. | Open Subtitles | أعني ، لا أحد يحتاج بعض الخرافات من فيلي جنوبية |
| Güney Philadelphia'da işlerin nasıl yürüdüğünü bilirsin. | Open Subtitles | انت تعرف كيف كانت تجرى الامور في فيلي جنوبية |
| Onları tek bir Güney Slav devleti altında birleştirmek istiyordu: | Open Subtitles | كانت تريد توحيدهم في دولة سلافية جنوبية واحدة : |
| New York Times altı Güney eyaletinde oylamada yapılan usulsüzlükler için.. | Open Subtitles | النيويورك تايمز على وشك إطلاق تحقيق في مخالفات التصويت في ست ولايات جنوبية |
| Kimsenin Güney Philadelphia'lı bir aptala ihtiyacı yok. | Open Subtitles | أعني ، لا أحد يحتاج بعض الخرافات من فيلي جنوبية |
| Kuşaklar dolusu göçebe bu karasal köprüden kuzey Amerika'ya ve güneye geçti. | Open Subtitles | قطعت مجموعات من الجوالة جسر اليابسة إلى أمريكا الشمالية و أجزاء جنوبية |
| Rüzgarlar Güney, güneydoğudan 18 millik hız, kuvvetli rüzgar 23 mil hız ile esmekte. | Open Subtitles | الرياح جنوبية, وجنوبية شرقية خمسة عشرة عقدة وترتفع إلى 20 عقدة |
| - Basra'nın güneyindeki bir varoşta. - Evet! | Open Subtitles | -إنه في ضاحية جنوبية في (البصرة ) |