| Sonradan duvar koymak için gidip 600.000 pound daha harcadılar. Şu açık sınıf çılgınlığa artık bir son verelim, lütfen. | TED | كان عليهم أن يعودوا وينفقوا 600,000 جنيه لوضع الجدران. دعونا نوقف هذا الجنون لفصول دراسية بفضاء مفتوح، على الفور رجاء. |
| Benimle gelmek size 20 pound kazandırırdı. 20 pound öyle mi? | Open Subtitles | كان الأمر سيستحق 20 جنيه لو جئت معى عشرون جنيها ؟ |
| Çarın, İngiltere Merkez Bankası'nda bulunan... 10 milyon pound değerindeki mirasından bahsediyorum! | Open Subtitles | ميراث يقدر بـ 10 ملايين جنيه استرليني تركها القيصر في بنك إنجلترا |
| Bu da yeni spor merkezi, 350 milyon sterlin değerinde rejenerasyon projesinin tam ortasında, Avrupa Birliği tarafından finanse ediliyor. | TED | وهذا هو المركز الرياضي الجديد مشروع تجديده قيد العمل يكلف حوالي 350 مليون جنيه ويجرى تمويله من قبل الاتحاد الأوروبي. |
| Tabii ki kapar, günde 10 sterlin alıyordur, ben sebebini biliyorum. | Open Subtitles | بالطبع يحصل. على الأرجح مقابل 10 جنيه لليوم, وأنا أعرف لماذا |
| 1,000 paund nitrojen gübre ve varil varil dizel yakıt gitmiş. | Open Subtitles | 1000 جنيه من الأسمدة النيتروجينية واكثر من عشرة براميل وقود الديزل. |
| Şanslıysa on beş ila yirmi bin pound arası alır. | Open Subtitles | إن حالفها الحظ فستحصل على 15 أو 20 ألف جنيه |
| Cinayet günü Rosaleen Cloade bankerlerine telefon edip 20 bin pound çekmelerini istemiş. | Open Subtitles | ظهيرة يوم الجريمة اتصلت روزالين بالبنك ليقوموا بترتيب سحب مبلغ 20,000 جنيه نقدا |
| Bir de en azından 300 pound ödedik! Sana daha fazla faiz ödemeyeceğim! | Open Subtitles | دفعنا على الاقل 300 جنيه وأكثر انا لن ادفع فائدة اكثر من ذلك |
| Koynunda 1000 pound taşıyormuş bence o da çetenin bir üyesi. | Open Subtitles | لقد كان معها 1000 جنيه نقدا لابد وأنها من أفراد العصابة |
| Ya da sana on bin pound verebilirim ve istediğini yapabilirsin. | Open Subtitles | أو بإمكاني أن أعطيكَ 10 آلاف جنيه وتفعل بها ما تتمنى |
| Eurostar örneğimi biliyorsunuz. Paris ve Londra arasındaki yolculuğu 40 dakika kısaltabilmek için altı milyon pound harcandı. | TED | تعلمون مثالي الخاص باليوروستار تم انفاق ستة ملايين جنيه لتقليل وقت الرحلة بين باريس ولندن بحوالي ٤٠ دقيقة |
| Wheal Leisure'daki hisselerimin yarısını sattım. 600 sterlin elde edebilirim. | Open Subtitles | بعت نصف اسهمي في ويل ليجر يمكنني تدبير 600 جنيه |
| Müsrif herif. Tekine 100 sterlin teklif etti. Düşünebiliyor musunuz? | Open Subtitles | وعرض 100 جنيه للمقعد هل يمكنك تخيل ذلك ؟ |
| Dur bir dakika. Tekine 100 sterlin teklif ettiğini söyledin? | Open Subtitles | انتظر لحظة لقد ذكرت أنه عرض 100 جنيه للمقعد الواحد ؟ |
| 200 sterlin ödeyip onları başımdan savdım. Ama sonra, bu tüyo sayesinde.... | Open Subtitles | أخذت الـ 200 جنيه لأسددهم ثم جاءت تلك الضربة الموفقة |
| Kanada, haftada 14 paund. Yol parası için çalışıyorum. | Open Subtitles | كندا، 14 جنيه في الإسبوع إنني أَعْملُ لجمع أجرة السفر |
| Her biri 45 kilo altın taşıyan 100 deve olduğu söyleniyor. | TED | قيل أن 100 جمل يحمل كلٌ منها 100 جنيه من الذهب. |
| " İngiltere Hükümdarı Auda Ebu Tayi'ye 5000 altın gine ödemeyi taahhüt eder. " | Open Subtitles | ان ملك انجلترا يعد بان يدفع 5000 جنيه ذهبيا |
| Bence İsabella'nın 1 milyon poundluk çeyizi bu kararı almasında etkili oldu. | Open Subtitles | ويقال أنه تأثر بإيزابيلا الجميلة عندما جلبت معها مهراً بقيمة مليون جنيه |
| Yılda 50 pounda benimle evlenmeye razı olacak kadar beni seven birini bulabilsem çok mutlu olurum. | Open Subtitles | اذا أستطعت أن أحب شخص,ويحبنى بما يكفى كى يقبلنى ب50 جنيه فى السنة سأكون راضية تماما |
| Bu vibratörlerin tanesi 25 papel - böylesine bir zevk için bir sürü alıcı bulunur. | Open Subtitles | هذا الجهاز تكلفته 25 جنيه دعوة للمتعة هذا ماسوف يتلقاه المستلمون |
| Yatırımcılar için satılık özel mezarlıklar kuruluyor ve yaklaşık 3.900 pounddan başlıyor. | TED | توجد مدافن خاصة تتوفر فيها قطع للبيع للمستثمرين، تبدأ من 3900 جنيه. |
| Şu 100 sterlini avans olarak al. | Open Subtitles | يمكنك أخذ هذه المائة جنيه دفعة على الحساب |
| Eğer onu bana yakalarsanız, size 200 lira ve de yüzbaşı rütbesi vereceğim. | Open Subtitles | مئتى جنيه ورتبة كابتن لَك إذا وجِدُتها لي |
| Bayan Grey'in 50,000 poundu var. Marianne neredeyse kuruşsuz. | Open Subtitles | الآنسة جراي لديها خمسين ألف جنيه ماريان مفلسة |
| "Ve ayrıca," diye ekledim, "düğünleri aslında 95 bin sterline yakındı." | Open Subtitles | وقلت له أن العرس كلف مبلغاً يقارب ال95000 ألف جنيه استرليني |
| Hazinenin değerini hesapladığında bir buçuk milyon sterlinden fazlaydı. | Open Subtitles | لقد قدر اخى قيمه الكنز بما يربو على نصف مليون جنيه استرلينى |
| Yol üstünde el etti, iyi de para verdi, 40 kağıt. | Open Subtitles | لكنها ترفع علم لي باستمرار وكان أجرة جيدة، و 40 جنيه. |