| Tamam, bunun bir iletişim cihazı olduğunu okuduğumda, şu girintili bölümler tanıdık gelmişti. | Open Subtitles | عندما قرأت بأن هذا هو جهاز اتصال.. أدركت بأن شكل هذه الفجوات يبدو مألوفاً |
| Bu taşlar aslında Eskiler'in bir iletişim cihazı, kullanıcıları fiziksel olarak bağlayan şeyler. | Open Subtitles | هذه الأحجار هي شكل قديم من جهاز اتصال.. يربط المستخدمين بشكل جسدي ويسمح لهم بالرؤية من خلال أعين بعضهم |
| Kulağın altına yerleştirilen bir iletişim cihazı kullanıyoruz. | Open Subtitles | نستخدم جهاز اتصال يزرع تحت الجلد أسفل الأذن مباشرة. |
| - Acil bir durum. - Arabada telsiz var mı? | Open Subtitles | ـ انها حاله طارئه ـ ممكن الحصول على جهاز اتصال في السيارة؟ |
| Bir telsiz çalmış olabilir; bir el Telsizi. | Open Subtitles | قد يكون قد سرق جهاز اتصال جهاز ارسال واستقبال |
| Pekâlâ, bu Telsizi al ve benim belirttiğim kontrol noktalarında olduğumu teyit et. | Open Subtitles | حسناً , هذا جهاز اتصال لاسلكي و الذي يثبت أنني في نقاط متعددة |
| Sağlam sub-ether, ansible sınıfı bir iletişim cihazı. | Open Subtitles | انه جهاز اتصال فوري متطور يعمل بالإيثر الثانوي في حالته الصلبة (الإيثر مركب كيميائي سائل) |
| Bayan Riva göğüs bölgenizde iletişim cihazı mı saklıyorsunuz? | Open Subtitles | السيدة ريفا... أنك إخفاء جهاز اتصال في منطقة chestal الخاصة بك؟ |
| Bu insanlara, Harrid ve Sallis'e galaksimize çok uzun zaman önce Altera'lılar tarafından getirilen bir iletişim cihazı yardımı ile bağlıyız. | Open Subtitles | إننا متصلان بهذين الشخصين (هاريد) و(ساليس).. بواسطة جهاز اتصال.. أحضره إلى مجرتنا قبل زمن طويل جنس من البشر يدعى الـ((آلتيرا)) |
| Espheni burada tahminimize göre olağanüstü ve güçlü bir iletişim cihazı saklıyor. | Open Subtitles | ولكننا نستنتج أن الـ(إشفيني) يخفي... جهاز اتصال قوي على نحو غير عادي هنا |
| Bu bir iletişim cihazı! | Open Subtitles | إنه جهاز اتصال |
| John May'in elinde bir iletişim cihazı var. | Open Subtitles | لدى (جون ماي) جهاز اتصال |
| 15 dakika önce güvenli bir telsiz kayboldu. | Open Subtitles | فقد جهاز اتصال منذ خمسة عشر دقيقة |
| Tamam. Kamyonette bir telsiz var. | Open Subtitles | لا مشكلة، لدي جهاز اتصال في الشاحنة |
| Bu kötü adamların telsiz sinyali. | Open Subtitles | هذا إشارة جهاز اتصال لاسلكي الرجل سيئة. |
| Güvenli bir telsiz kayıp. | Open Subtitles | لقد فقدنا جهاز اتصال لللأمن |
| Tekrar ediyorum, telsiz güvende. | Open Subtitles | جهاز اتصال الأمن |
| Bu bir telsiz. | Open Subtitles | إنه جهاز اتصال لا سلكي |
| Telsizi yokmuş. Çelik yelek de giymemiş. | Open Subtitles | لكن لم يكن له جهاز اتصال ولم يلبس سترة واقية |
| Bu, Portman' ın Telsizi. Yardım gerekirse çağır, tamam mı? | Open Subtitles | انظرى هذا جهاز اتصال بورتمان اتصلى عندما تحتاجى مساهدة |