| Böceği iki dakikalığına açıp sinyalini izledik, bizi buraya götürdü. | Open Subtitles | لقد فعّلنا جهاز التنصت لدقيقتين وتعقبنا الإشارة، فأشارت إلى هنا |
| Hazırlamama yardım ettiğin Böceği hatırladın mı? | Open Subtitles | هل تتذكر جهاز التنصت الذى ساعدتنى فى عمله ؟ |
| O casusun bıraktığı tek şeyin Dinleme cihazı olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن جهاز التنصت على التلفون هو كل ما زرعه الجاسوس |
| Dinleme cihazı için arama yaparsa kapat yalnızca. | Open Subtitles | أطفئه ، فقط في حال . قامت بالتمشيط عن جهاز التنصت |
| böcek çalışırken, civardaki bir internet sinyaline bağlanabiliyor. | Open Subtitles | عندما يشتغل جهاز التنصت بشكل جيد يقوم بإرسال إشارة تستطيع أن تجلب أي إتصال إنترنت |
| Nerede bu mikrofon? | Open Subtitles | محاولاً أن يطعننا في ظهرنا وأين جهاز التنصت ذلك ؟ |
| Mikrofonu tak, biz de anlaşmamıza sadık kalalım. | Open Subtitles | اسمع جوي عليه أن يقابل ريجيو ضع جهاز التنصت |
| Resimdeki mikrofondan ses alabilmemiz için bir metreden az mesafe olmalı. | Open Subtitles | ولكن يجب أن يكون جهاز التنصت على الصورة على بعد 3 أقدام لنسمع شيئاً |
| Bir dahaki gidişinde Böceği yerleştireceksin yani. | Open Subtitles | المرة المقبلة التي ستكون هناك ستضع جهاز التنصت ؟ |
| FBI, Gaad'ın dolma kalemindeki Böceği bulmuş. | Open Subtitles | الفيدرالييون وجدوا جهاز التنصت في قلم العميل قاد |
| Ben bu Böceği yerleştireceğim, sen de ses duyduğunda, bana söyleyeceksin, tamam mı? | Open Subtitles | سأزرع جهاز التنصت هذا وسوف تعلمنِي عندما تسمع صوت ذلك, حسناً؟ |
| Onu yakalamayı çok istedim, bu yüzden Böceği yerleştirdim, ve çıktım. | Open Subtitles | أردتُ الظفر به بشدة، يمكنني تذوق ذلك، لذا وضعت جهاز التنصت... وغادرت. |
| Ya onlarla birlikte çalışıyorsun ya da kızın Dinleme cihazı taktığını biliyordu ve seni yanlış yönlendirdi. | Open Subtitles | اما انك تعمل معهم او ان ابنتك علمت بوضعك جهاز التنصت و أضلتك |
| "Dinleme cihazı, düşmanınızın zihnine direk bağlantı demektir." | Open Subtitles | "جهاز التنصت, قد يكون طريقٌ مباشر إلى عقل عدوك" "إنه أمر دقيق, ولكن في اليد الصحيح سيُصبح سلاحاً" |
| Dinleme cihazı olan kişi bendim. | Open Subtitles | كنت أنا الشخص الذي وضع جهاز التنصت |
| Gizli hapishanede kullandigimiz böcek hala sende mi? | Open Subtitles | أما زال لديك جهاز التنصت الذي استخدمناه في السجن السري؟ |
| - Bu Duma'nın ofisinde ki böcek mi? | Open Subtitles | هل هذا جهاز التنصت في مكتب دومان؟ |
| Söz konusu mikrofon, bugün mesai bitiminde size iletilecektir. | Open Subtitles | جهاز التنصت ذلك سيصلكم في نهاية نهار اليوم |
| Bizi yakalaması için hazırlanan o mikrofon olayların aynı bizim anlattığımız gibi gerçekleştiğinin kanıtı oldu. | Open Subtitles | جهاز التنصت ذاك الذي كان من المخطط أن يوقعنا في شر أعمالنا سيظهر لكم الأحداث بالتسلسل تماماً كما رويناها لكم |
| Mikrofonu deniyorum Sam. | Open Subtitles | اجرب جهاز التنصت "سام". اسمعك جيداً يا "جي". |
| Resimdeki mikrofondan ses alabilmemiz için bir metreden az mesafe olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون جهاز التنصت على الصورة على بعد 3 أقدام لنسمع شيئاً |
| Resimdeki böcekten ses alabilmemiz için bir metreden az mesafe olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون جهاز التنصت على الصورة على بعد 3 أقدام لنسمع شيئاً |
| Adli tıp uzmanımızın laboratuvarına yerleştirdiğin dinleme cihazını da bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا أيضاً جهاز التنصت الذي وضعته في كمبيوتر عالمتنا الجنائية. |
| Bu dinleme cihazının... orta-kalitede bir devresi var. | Open Subtitles | جهاز التنصت هذا لوحته متوسطة الجودة |