| - Onun açlığı yiyeceğe karşı değil. | Open Subtitles | ما رأيك أن نعطيه بعض الطعام و لكن ذلك لن يشبع جوعه للقتال معنا |
| Ama bugün açlığı ve sürünün heyecanı, onu tedbiri elden bırakmaya zorluyor. | Open Subtitles | لكن اليوم, جوعه , وتحمس المجموعة يفوق أي مقدار من الحذر |
| Çünkü şeytan, kenti açlığı ve susuzluğu ile işkence görmüş bir iyiliktir. | Open Subtitles | " الشرير ماهو إلا خيّر تم تعذيبه من قبل جوعه وعطشه " |
| açlığını nerdeyse unutmuştu Büyük vadiye ulaşması gerektiğini de unutmuştu. | Open Subtitles | دون ان يفكر او يلاحظ جوعه ونسى بأنه يجب أن يصل الى الوادى العظيم |
| Bu mavi balina bitmek bilmeyen açlığını gidermek için hala yiyecek arayışında. | Open Subtitles | هذا الحوت الأزرق لا يزال يبحث عن وجبة لإشباع جوعه العملاقِ. |
| Kral at gerçekten konuştu mu, yoksa açlıktan mı hayal gördü bilememiş. | Open Subtitles | الملك لم يعرف إن كان الجواد ...تحدث معه فعلاً أم أن هذا من آثار جوعه لعدة أيام |
| Ve tabi ki açlıktan ölmek üzere bile olsa sabırlı olması gerektiğini. | Open Subtitles | وكيف يكون صبوراً مع إن جوعه على أشده |
| Ama asıl kontrol etmesi gereken; açlığı. | Open Subtitles | لكن جوعه هو الذي يحتاج حقاً ان يوقف |
| Fakat canavar büyüdükçe açlığı da artıyordu. | Open Subtitles | ولكن كما الوحش نما زاد جوعه |
| Ayının şansı iyice azaldı ve açlığı giderek artıyor. | Open Subtitles | ضاعت فرصة الدّبّ، ويزداد جوعه |
| Hala insanlara olan açlığını kontrol etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | مازال يحاول التحكم في جوعه و رغبته فيك |
| Soğuk ısırığı yaralarını kapatmış ama açlığını bastırmamış. | Open Subtitles | لكن الصقيع تغلب على ألمه لكن ليس جوعه. |
| Haydi kardinal, çocuğun bu açlığını giderelim mi? | Open Subtitles | يا كاردينال دعنا نغذي جوعه |
| Onun açlığını doyururuz. | Open Subtitles | نحن نشبع جوعه |
| Onun açlıktan ölecek gibi bir hali yok. | Open Subtitles | ليس الأمر يدور حول جوعه فقط. |
| Bak, normal seviyede açlıktan bahsetmiyorum. | Open Subtitles | لا أبحث عن شخص جوعه طبيعي |