| Bak, JJ, okulda harikalar yaratıyor sayılmazsın o yüzden tamircilik gibi bir şey epey iyi bir kariyer olabilir. | Open Subtitles | {\pos(190,195)} اصغ يا (جي جي)، أنت لست بالعبقري في الدراسة لذا وظيفة الميكانيكي هي وظيفة جيدة جدًا |
| Bilmiyorum, epey iyi galiba. Neden ki? | Open Subtitles | لا ادري, جيدة جدًا, لماذا؟ |
| Kara borsada bunun için oldukça iyi para ödüyorlar. | Open Subtitles | وهم يدفعون أموال جيدة جدًا في السوق السوداء مقابل ذلك |
| çok iyi birisin çokta zeki ve onun seviyesine düşmeyeceksin. | Open Subtitles | أنتِ فتاة جيدة جدًا, وذكية جدًا, ولن تُنزّلي مستواك إلى مستواه. |
| İkincisi ise bir fenomen (olağanüstü doğa olayı) ki erkekler dişileri bulmada çok çok iyiler. | TED | وثانيًا ظاهرة أن الذكور جيدة جدًا جدًا في العثور على الإناث. |
| Sen de harika bir renk duyusu var ve doldurulmuş hayvanlara isim koyma konusunda çok iyisin. | Open Subtitles | لديك ذوق عظيم في أختيار الألوان وأنتِ جيدة جدًا في تسمية دمى الحيوانات |
| Sanıyorum, istilacı türler, binalarımıza gelenler, bu konuda Gerçekten iyi olacaklar. Çünkü mutfağınızdalar, çünkü yiyecek ve su bulma konusunda gerçekten çok iyiler. | TED | وأتوقع أنه من المحتمل جدًا أن فصائل النمل الغازية تلك التي تأتي إلى مبانينا، جيدة جدًا في فعل ذلك، تجدها في مطبخك لأنها جيدة جدًا في إيجاد الطعام والماء. |
| Arkadaşlık Adası da epey iyi. | Open Subtitles | (جزيرة (الصـداقة جيدة جدًا أيضًا |
| Evren saçmadır, fakat yine de bizler bir amaç oluşturabiliriz, ki bu oldukça iyi bir amaç ve gerçekliğin bütün sıradanlığı kendi varlığımızın temelinde hissettiğimiz sıradanlıkla hoşça yankılanyor. | TED | الكون سخيف، لكنا لا زلنا نستطيع بناء هدف، وهذه فكرة جيدة جدًا والاعتدال الشامل في هذا الواقع نوع من الصدى الجميل للاعتدال الذي نشعره في جوهر وجودنا. |
| Sağol, şu ekmeksiz diyeti yapıyorum ve oldukça iyi gidiyor. | Open Subtitles | شكرًا ... كنت اقوم بحميةاللانشويات وهي جيدة جدًا |
| Bu oldukça iyi bir cevap. | Open Subtitles | هذه إجابة جيدة جدًا |
| çok iyi bakıldı, muhtemelen olur. | Open Subtitles | لقد حصلت على رعاية جيدة جدًا قبل وصولها إلى المشفى ربما هي سبب إنقاذ حياتها. |
| Gözlem yeteneğin gerçekten çok iyi. | Open Subtitles | حاستك الاستشعارية في العِلاقات جيدة جدًا |
| Güneş ışığını yansıtmak için çok iyi bir aracı. | TED | إنها مرآة جيدة جدًا لأشعة الشمس. |
| Tehlikeli, istenmeyen elementleri belirlemede ve onları yok etmede çok iyiler. | TED | إنها جيدة جدًا في تحديد العناصر الخطيرة وغير المرغوب بها والقضاء عليها. |
| Bu işte de çok iyisin. | Open Subtitles | وأنت تؤديه بصورة جيدة جدًا |
| Gerçekten iyi görünüyor. | Open Subtitles | تبدو بحالة جيدة جدًا |