| En az göğüs kanseri kampanyası kadar iyi olmaya çalışıyoruz. | TED | لكننا نحاول أن نكون جيدين كما كانت حملة سرطان الثدي |
| Çok iyi arkadaştık. Ondan daha iyi bir dost bulmak zordur. | Open Subtitles | لقد كنا أصدقاء جيدين انه من الصعب أن تجد صديق جيد |
| Bunda gerçekten iyiyiz, ama 10 mikrondan 1.000 mikrona kadar, orta ölçekte şeyler yapmak oldukça güç. | TED | حقا نحن جيدين في هذا، و لكن في الواقع فأنه من الصعب جدا صنع أشياء من 10 الى 1000 ميكرون، في مقياس الميزو. |
| Hayatımda bir masada hiç bu kadar güzel insanlarla birlikte olmadım. | Open Subtitles | ولم أجلس على طاولة كهذه من قبل مع أشخاص جيدين مثلكم |
| O zamanın en iyisi. Tanrıların takdirini kazanacak kadar iyiydik. | Open Subtitles | الأفضل في ذاك الوقت جيدين با يكفي لنحظى بنعمة الرب |
| Ve bazı benzerler ile, onlar gayet iyiler. Onların gerçek olup olmadığını bilmiyorsunuz. | TED | ومع بعض المتشابهات, هم جيدين للغاية أنت لا تعلم إذا كانوا حقيقيين ام لا |
| harika seyirciydiniz. Bahşişlerinizi lütfen verin. | Open Subtitles | لقد كنتم مستمعين جيدين لكن تأكدوا انكم سجلتم ملاحظتكم |
| Test, Sovyet Gizli Servisi'nde iyi ajan olabilecek çocukları belirlemek için hazırlanmış. | Open Subtitles | الإختبار صمّم للتمييز الأطفال الذين يجعلون وكلاء جيدين في جهاز الأمن السوفيتي. |
| Son günlerde iyi bir tahtırevan taşıyıcısı bulmak zor oluyor. | Open Subtitles | أصبح من الصعب إيجاد حاملين جيدين للسرداق الملكي هذه الأيام |
| Hayır! Biz gayet iyi devam ediyoruz. Yine de teşekkürler. | Open Subtitles | لا نحن جيدين جدا كما نحن شكرا على كل شيء |
| Ben gördüğümde gayet iyiydi. Cenaze için hepsi iyi görünür. | Open Subtitles | ليسَ عندما رأيتُه، الجميع يبدون جيدين عندما يُحضروهم إلى هنا |
| Sırf sizin için tehdit diye iyi çalışanları kadroma almazlık edemem. | Open Subtitles | لن أقوم باستبعاد موظفين جيدين من هنا فقط لأنه يهدد عملكم |
| Hayır, yapmadınız. Bu çömez veletler kendilerini çok iyi sanıyor. | Open Subtitles | كلا، لم تفعلي ذلك اولئك الحمقى يظنون أنفهم جيدين جداً |
| Oh, hayır, ama gösterisinde yer alacak kadar iyiyiz evlat? | Open Subtitles | أوه، لا، لَكنَّنا جيدين بما فيه الكفاية لنصبح مستعدين للعرض، اليس كذلك؟ |
| Biz Goodwill ve Salvation Army'de alışveriş yapmak için çok iyiyiz öyle mi? | Open Subtitles | نحن جيدين جداً فى التسوق فى النيّة الحسنة و جنود الخلاص, أهذا كل شىء ؟ |
| - Çoğu o kadar güzel ya da ilginç değil. | Open Subtitles | أكثرهم غير جيدين. أغلبهم غير مثيرين للإهتمام. |
| Birlikte çok iyiydik. Sadece senin yanındayken kendim gibi olabiliyorum. | Open Subtitles | اعرف اننا جيدين معاً ، وانت الانسان الوحيد الذى استطيع ان اكون انا الحقيقية معه |
| Şaşırtıcı bir şekilde az bir çalışmayla bu konuda iyiler. | TED | وكان من المفاجيء أنهم كانوا جيدين بالقليل من التدريب. |
| -İz bulmak için harika. Zanlının dürüstlüğüne güvenebilirsen tabii. | Open Subtitles | إنهم جيدين بالتعقب إذا كان يمكنك الأعتماد على المشتبه به بأمانة |
| Aynı yayınlanan çalışmalarınız gibi ajan Gideon. | Open Subtitles | مثل عملك المنشور .. عميل جيدين |
| Çocuklar, siz anlamazsınız, ama bunlar çok değerli o yüzden Uslu davranın. | Open Subtitles | يا اولاد ، أنتم لا تفهمون هذه اشياء ثمينة لذا كونوا جيدين |
| Esasen yapmayı sevdikleri şeyi yapmakta öylesine iyiydiler ki, değişmediler. | TED | كانوا ببساطة جيدين في عمل ما يحبون، والذي لم يقوموا بتغييره. |
| Bu ikisi, dinleme tesisatları konusunda iyidir. Muhbirleri de sağlamdır. | Open Subtitles | كِـلا هذين الرجلين، جيدين في السلك القانوني ولديهم معلومات قيـّمة |
| Berberler bunu yapmada sadece istekli değil, bu konuda çok iyilerdi de. | TED | لم يرغب الحلاقون في القيام بذلك فقط لكنهم كانوا جيدين جداً في ذلك. |
| Siz Donanma reddedilenleri iyisiniz. | Open Subtitles | أنتم جيدين حتى ولو أنكم مرفوضون من قبل قوات البحرية |
| Bugün iyiydiniz. | Open Subtitles | او لا تملكون ثلاث دقائق؟ كنتم يا رفاق جيدين اليوم |