| Jay Walker: Peki, İngilizce çılgınlığı iyi mi, kötü mü? | TED | جاي والكر: فهل هوس الانجليزية جيد أم سيء؟ |
| Ve çiftçi der ki; 'İyi mi kötü mü, söylemek zor.' | TED | فقال المزارع " جيد أم سيء؟ ، من الصعب القول ". |
| Ne düşünüyorsun? İçerde bu kadar kalmaları iyi mi? | Open Subtitles | ماذا تعتقد ، أهذا جيد أم سيئ أن تستمر لتلك المدة ؟ |
| Bir çocuk onun genetik dayanarak iyi ya da kötü olup olmayacağını tahmin edemez. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتوقع إذا كان الطفل جيد أم سيء اعتماداً على جيناته |
| O söylemeden hiçbir şey olmuyor. İyi ya da kötü. | Open Subtitles | فلا شيء يحدث هنا بدون أمره سواء كان جيد أم سيء |
| Sadece sonuçlara bakıyorsunuz ve eylemin iyi veya kötü olduğunu görüyorsunuz. | TED | وما عليك إلا بالنظر إلى النتائج وترى ما اذا كان ذلك ، عموما ، لشيءٍ جيد أم لشيءٍ أسوء. |
| Yani suyun altında olması iyi bir şey mi kötü bir şey mi? | Open Subtitles | إذاً, تواجدها تحتَ الماء هو أمر جيد أم سيئ؟ |
| İyi mi yapmışım yoksa iyi mi yapmışım? | Open Subtitles | إذاُ , هل قمت بعمل جيد أم قمت بعمل جيد ؟ |
| Bu senin denizci için iyi mi oldu, kötü mü? Kötü. | Open Subtitles | أهذا جيد أم سيىء بالنسبة للعضو بالبحرية؟ |
| Yani, bizden iyi mi yoksa kötü mü bir enerji aldın? | Open Subtitles | أقصد، هل ترى بيننا إنسجام جيد أم غير جيد؟ |
| İşimi iyi mi yapıyorum yoksa erken mi başladım bilmiyorum ama başımı kaşıyacak vaktim olmuyor. | Open Subtitles | لا أعلم هل أنا جيد أم أني فقط دخلت هذا العالم مبكراً، لكنِ مشغول جداً |
| Bu iyi mi, kötü mü? | Open Subtitles | و لا أستطيع التوقف عن التفكير في الأمر هل هو أمرٌ جيد أم سيء |
| Bu iyi mi kötü mü bilmiyorum ama bir bak. | Open Subtitles | لا أدري إذا كان هذا جيد أم سئ ولكن تفقدي هذا |
| - 17.yüzyıldaki kadınlar gibisin. - İyi mi kötü mü? | Open Subtitles | أنت تشبه الزوجة في القرن 17 هل هذا جيد أم سيء ؟ |
| Bu kadar kartının olması kredi puanının iyi mi yoksa kötü mü olduğu anlamına geliyor? | Open Subtitles | أهذا العدد المهول من كروت الإئتمان يعني أن رصيدكِ جيد أم سئ؟ |
| Peki , sana bir şey söyledi hayal ona iyi ya da kötü hakkında . | Open Subtitles | حسناً ، أظن أنكِ قلتِ شيئاً عن ذلك الآمر فيما إن كان جيد أم سيء |
| Yani iyi ya da kötü konusunda hepimizin belli bir kontrolü var. | Open Subtitles | أعني، هناك فقط القليل يمكن لأحدنا أن يفرض سيطرته عليه سواءً جيد أم سيئ |
| Bu kıssadan hisse benim için "iyi ya da kötü"nün, hikâyesine sıkı sıkıya tutunmakla ilgili bir uyarıcı oldu. Bir olayı gerçek hâliyle görme yeteneğimi kapatıyorum. | TED | كانت القصة بمثابة إنذار لي. حيث تملكتني بشدة فكرة " جيد " أم " سييء ". تخليت عن قدرتي في تقييم أي وضع بجدية |
| Bunun iyi ya da doğru olduğunu söylemiyorum... | Open Subtitles | أنا لا أقول أن هذا جيد أم صحيح |
| Jax, çocuklarını ne kadar çok sevdiğini ve iyi ya da kötü yaptığın her şeyi onlar için yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | "جاكس " أعلم كم تحب أطفالك وأعلم أن كل ما تفعله جيد أم سيء يتعلق بالأعتناء بهم |
| İyi ya da kötü, Clay hayatının büyük bir parçasıydı. | Open Subtitles | جيد أم سيء لقد كان جزء كبير من حياتك |
| Tanrı'nın gözünde, çiğnenmiş bir emir, cinayet de olsa, zina da olsa, bir diğeri kadar iyi veya kötüdür. | Open Subtitles | في نظر الرب، شخص يخالف العقيدة سواء كان بالقـتل أو الزنا جيد أم سيء أو أي أمر آخر |
| Olmaması iyi bir şey mi, kötü bir şey mi? | Open Subtitles | هل هذا أمر جيد أم سيء أنها لا تفعل هذا الأمر ؟ |