| Evet, buraya bana köpeği göstermek için mi geldin? | Open Subtitles | جيّد، الآن، هَلْ جِئتَ هنا لتَرينى ذلك الكلبِ؟ |
| Momoko, buraya ölümü aramak için mi geldin? | Open Subtitles | موموكو ، تَقُولُين بأنّك جِئتَ لتَعمَلِ بَعْض البحث عن الذّاتِ هنا؟ |
| Hala inanamıyorum, buralara kadar geldin,.. | Open Subtitles | أنا ما زِلتُ لا أَستطيعُ الإعتِقاد بانك جِئتَ طول الطّريق الى هنا، |
| Sanırım onca yolu beni donumun içinde görmek için geldiniz. | Open Subtitles | لذا، أَحْزرُ بأنّك جِئتَ كُلّ هذا الطريق لرُؤيتي في خادماتِي. |
| geldiğin tekneyle geri dönmeni tavsiye ederim. | Open Subtitles | أَقترحُ بأنّك تَجتازُ على المركبِ جِئتَ فيه على. |
| Benimle aynı nedenden dolayı geldin. | Open Subtitles | جِئتَ من أجل نفس السبب الذي جئت أنا من أجله. |
| Geçen haftaki toplantıya oyun suratınla geldin. Skora baktın. | Open Subtitles | جِئتَ إلى اجتماع الأسبوع الماضي بوجهك اللعوب تبحث عن الفتيات |
| Geçen hafta, buraya tek başına geldin. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي، جِئتَ هنا لوحده بعد ساعاتِ. |
| Saygılarını iletmeye mi yoksa kız kardeşimi düzmeye mi geldin? | Open Subtitles | جِئتَ لدَفْع كَ يَحترمُ أَو يُمارسُ الجنس مع أختِي؟ |
| Tüm bu yolu bunu söylemek için mi geldin? | Open Subtitles | جِئتَ طول الطّريق خارج هنا لإخْباري ذلك؟ |
| Sanırım yedek üniformanı almaya geldin. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّك جِئتَ لإلتِقاط زيّكَ الرسمي الإحتياطيِ. |
| Bana geldin ve şirket görev suistimalini açıklamazsa bizi savcılığa şikayet edeceğini söyledin. | Open Subtitles | جِئتَ لي،و قُلتَ إذا الشركةِ لَمْ تعلنْ سوءَ تصرف مهني ستُبلغُ عنا للمدّعي العام |
| Bunu başıma kaktın borçlu olduğumu söyledin şimdi ise tahsilata geldin. | Open Subtitles | حَكمتَ رأسي و قُلتُ بأنّي مدين لك،والآن جِئتَ لسداد دينك |
| Bilirsin, direkt onu görmeye geldin ve senin geldiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | تَعْرفُ، جِئتَ لرُؤيته مباشرة، أنا لَمْ أَعْرفْ بأنّك قادم. |
| Yani benden halk önünde aşağılanmamı istemek için geldin. | Open Subtitles | أوه، لذا، جِئتَ للسُؤال عن إذلالِي العامِّ. |
| Buraya benimle dalga geçmek için mi geldin? | Open Subtitles | هَلْ جِئتَ هنا لتوريطى بأمر ما؟ |
| Çok şükür, tam zamanında geldiniz. | Open Subtitles | إشكرْ اللهك جِئتَ متى أنت عَمِلتَ. |
| Demek Avrupa'dan yeni geldiniz. | Open Subtitles | لذا، أنت تَواً جِئتَ مِنْ أوروبا؟ |
| Hangi gemi ile geldiniz, doktor? | Open Subtitles | ما السفينة التى جِئتَ عليها ، يا دكتور؟ |
| Bana buraya söylemeye geldiğin şeyden korkma. | Open Subtitles | لا تَكُنْ خائف من الذي جِئتَ هنا لإخْباري. |
| Blaisdell, eğer yardıma geldiysen, biz seni istemiyoruz | Open Subtitles | بليسديل، إذا جِئتَ لعَرْض مساعدُتك، فنحن لا نُريدُها. |
| Oh, Leo, Geldiğine çok sevindim. | Open Subtitles | أوه، الأسد، أَنا مسرورُ جداً جِئتَ فيه. |
| En azından devletin başını bekliyordum. Görüşme yapmaya gelmedin, değil mi? | Open Subtitles | بالتأكيد أنت مَا جِئتَ هنا للتَفَاوُض، سّيد بوند؟ |