| Bilgisayarını kurarken e- mail şifreni gördüm. | Open Subtitles | حسناً لقد سرقت كلمة مرور بريدكِ الإلكتروني .عندما كنت أصلح حاسوبكِ |
| Bilgisayarını alıp gruba katıl. | Open Subtitles | خذي حاسوبكِ المحمول وانضمّي إلى موقع التصوير |
| Bilgisayarını buldum. | Open Subtitles | إذاً, لقد وجدت حاسوبكِ المحمول |
| Web sitesini sabahtan senin bilgisayarında gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت الصفحة الإلكترونية في حاسوبكِ في الساعات الماضية |
| Aska planda dizüstünü ikizlemiş durumdayım zaten. İhtiyacım olan her şey elimde. | Open Subtitles | لديّ بالفعل نسخة من حاسوبكِ في الخلفية، لديّ كلّ ما أحتاجه. |
| Cep telefonuna ve dizüstü bilgisayarına el koyduk. | Open Subtitles | كما ترين لقد جلبنا أمر محكمة لتفتيش هاتفكِ النقال و حاسوبكِ |
| bilgisayarından askerlerin kimliklerine ulaşıImadan kısa süre önce odaya giriş yapmışsın. | Open Subtitles | قبل لحظات من استخدام جهاز حاسوبكِ للوصول إلى للهويات الجديدة للحُرّاس |
| Sizin güvenlik şefinizin dediğine göre bu kurulum sizin bilgisayarınızdan canlı olarak dinlemek için ayarlanmış. | Open Subtitles | رئيس أمنكِ يقول أنّكِ قمتِ بالإعداد للإستماع لكلّ تلك التسجيلات مُباشرة على حاسوبكِ. |
| Bilgisayarını ve telefon görüşmelerini araştıracağım. | Open Subtitles | سوف أقوم بفحص حاسوبكِ وسجلاّت هاتفكِ. |
| Ben, Noel. Bilgisayarını tamir ettim. | Open Subtitles | لقد أصلحت حاسوبكِ |
| Özel Bilgisayarını biriyle paylaştın mı hiç? | Open Subtitles | هل تشاركين حاسوبكِ الخاص مع أحدهم؟ كلا يا (ماكغي). |
| Bilgisayarını kullanmama izin verdiğin için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً لتركي أستخدم حاسوبكِ |
| Evet, ve de dizüstü Bilgisayarını çaldılar. | Open Subtitles | نعم, وسرق حاسوبكِ |
| Teknisyenlere senin Queen Holding'teki Bilgisayarını araştırttım. | Open Subtitles | لقد جعلت رجال التقنية الخاصين بي يخترقون حاسوبكِ في شركة (كوين). |
| Belki bilgisayarında, odanın uzunluğunu baz alarak katilin hacmini bulabiliriz. | Open Subtitles | لربما يمكننا إستخدام حاسوبكِ لحساب كتلة جسم القاتل بالنسبة الى طول الغرفة |
| Orada oturup, bilgisayarında bir şeylere basıyorsun. | Open Subtitles | تجلسين بهدوء, تقومين بالطباعة على حاسوبكِ الصغير. |
| Güvenlik bilgisayarında gizli planlar ve dökümanlar buldu. | Open Subtitles | عثر الفريق الأمني على تصاميم سرّيّة ووثائق على حاسوبكِ. |
| Aska planda dizüstünü ikizlemiş durumdayım zaten. İhtiyacım olan her şey elimde. | Open Subtitles | لديّ بالفعل نسخة من حاسوبكِ في الخلفية، لديّ كلّ ما أحتاجه. |
| Happy, dizüstünü ve bulabildiğin ne kadar gözetleme aracı varsa kap. | Open Subtitles | (هابي)، أحضري حاسوبكِ المحمول، وكلّ أدوات مراقبة تملكينها. |
| bilgisayarına sızan kimse bulunmak istemiş. Sahi mi? | Open Subtitles | أيًا كان من إخترق حاسوبكِ أراد أن يعثر عليه |
| Evrak asistanınızın bilgisayarına gönderildi. | Open Subtitles | لدينا الوثيقة معدةً على حاسوبكِ المساعد |
| Senin bilgisayarından aldık. | Open Subtitles | -لقد كانت في جهاز حاسوبكِ |
| - Sizin bilgisayarınızdan geliyor efendim. | Open Subtitles | -يبدو أنّه حاسوبكِ يا سيّدتي |