| Tedavi edilebilir bir durum. Tabii ilaçlarını alır ve gerektiği şekilde doktoruna gidersen. | Open Subtitles | إنّها حالةٌ قابلة للشفاء لو قمتَ بتناول الأدوية والذهابِ إلى الطبيبِ حينما يتوجب عليكَ ذلك |
| Pek rastlanmayan bir durum ancak kar fırtınasında olabilecek bir durum. | Open Subtitles | إنّها حالةٌ نادرة، لكنّها حدثت من قبلِ لذا يُطلقٌ عليها عاصفةٌ الجليدِ |
| - Özür dilerim, Linda icabına bakmam gereken bir durum var. | Open Subtitles | - "آسفٌ "ليندا - كانتْ لدي حالةٌ توجب علي الإهتمام بها |
| Bu vakanın gerçek bir vaka olduğu konusunda haklıydı. | Open Subtitles | ولا يعني ذلك أنني لا أريد أن أعرف لقد كانَ محقّا في أنها حالةٌ حقيقية |
| Sağlık sorunu yoktu. İstatistiksel diğer sebeplerden dolayı, ihtimal dışı bir vaka. | Open Subtitles | إنّها حالةٌ غير محتملة احصائيّاً و ما إلى ذلك |
| Hematidrosis denilen nasir bir durum. | Open Subtitles | حالةٌ نادرَة تُسمى التعرُّق المُدمي |
| Elbette üzüldüm! Bu üzücü bir durum. | Open Subtitles | بالطبع أنا حزينة ، إنها حالةٌ محزنة |
| Biliyorum, efendim. Bu özel bir durum. | Open Subtitles | إني مدركٌ لذلك، سيدتي فهذه حالةٌ خاصة |
| Çünkü doktorumun dediğine göre vücudum, kurak iklimde kalmış hamile kadın gibi su tutuyor. Ki bu ciddi bir durum. | Open Subtitles | لأنّ طبيبي يقول أنّي أمتصّ الماء كالحبلى في طقسٍ رطب، و هذه حالةٌ حقيقيّة! |
| Acil bir durum olduğunu söylemiştim sana. | Open Subtitles | لقد أخبَرتُكِ أنّها حالةٌ طارِئة. |
| Şimdi... biliyorum bu ortodoksluğa aykırı ama bu acil bir durum ve benim pasaportum yanımda değil. | Open Subtitles | الآن... أعرف أن هذا غير عادي، لكن هذه حالةٌ طارئة، وجواز سفري ليس بحوزتي. |
| Çok riskli bir durum. | Open Subtitles | هذه حالةٌ معقدةٌ جداً. |
| Yani, garip bir durum. | Open Subtitles | أعنّي بأنها حالةٌ نادرة. |
| Acil bir durum mu var? | Open Subtitles | هل هناك حالةٌ طارئة؟ |
| Sarsıntının sebep olduğu ve beynindeki dil merkezini etkileyen bir durum. | Open Subtitles | إنّها حالةٌ تنتج عن صدمة و تؤثّر على مركز اللغة في الدماغ لكنّها عادةً تكون مؤقّتة (صن)، ستكونين على ما يرام |
| Acil bir durum içerisindeyiz. | Open Subtitles | هذه حالةٌ طارئة |
| Ama bu acil bir durum. | Open Subtitles | لكن هذه حالةٌ طارئةٌ حقيقيّة. |
| Kırmızı kafa, şu kısa boyluya bir vaka verdi çünkü onu ilginç bulacağını düşünmüş. | Open Subtitles | ...ذات الشعر الأحمر سلّمت القصير حالة لأنّها رأت أنّها حالةٌ قد تثير اهتمامه |
| İlginç bir vaka mı? | Open Subtitles | أهي حالةٌ مثيرة؟ |