"حالة تأهب قصوى" - Translation from Arabic to Turkish

    • tetikte
        
    • kırmızı alarmda
        
    • alarm durumunda
        
    • seviye alarma
        
    • alarm durumuna
        
    • alarm durumundayız
        
    Bugün tetikte olmalıyız. Open Subtitles نحن بحاجة إلى أن نكون في حالة تأهب قصوى اليوم
    Bir savaş durumunda tam tetikte kalmaya ordere var. Open Subtitles لديهم أوامر بالبقاء في حالة تأهب قصوى .في حالة نشوبْ الحرب
    Yaratığın son gelişi sebebiyle oluşan kafa karışıklığına rağmen NATO, Birleşmiş Milletler ve koalisyon güçleri kırmızı alarmda bekliyor. Open Subtitles بالرغم من الأرتباك الناجم عن الظهور الأخير للمخلوق، الأمم المتحدة والناتو وقوات التحالف لا يزالون في حالة تأهب قصوى.
    Uzaylı şakası iddialarına karşın NATO kuvvetlerinin kırmızı alarmda oldukları bildirildi. Open Subtitles بغض النظر عن الادعاءات بوجود خدعة، فقد بلغنا أن قوات النيتو في حالة تأهب قصوى
    Dün akşam Başkan'ın da bulunduğu yardım organizasyonundaki olası terörist saldırının ardından başkent yüksek alarm durumunda. Open Subtitles بعد هجوم أرهابي محتمل في حفل جمع التبرعات الرئاسي البارحة العاصمة في حالة تأهب قصوى
    Yakında bir saldırı olmamasına rağmen şehir alarm durumunda. Open Subtitles بالرغم من قلة الهجمات الأخيرة، ما زالت المدينة في حالة تأهب قصوى.
    FBI, C.I.A., NSA -- Hepsi 24 saate kalmadan... en üst seviye alarma geçecekler. Open Subtitles الإف بي آي, السي آي إيه والـ إن إس اي.. كلها ستكون في حالة تأهب قصوى وبعدها..
    alarm durumuna geçeceğiz ve telefonlarımızın çalmamasını umacağız. Open Subtitles ندخل في حالة تأهب قصوى ضد الإرهاب ونأمل ألا ترن هواتفنا
    Kırmızı alarm durumundayız. Open Subtitles نحن في حالة تأهب قصوى
    İnsan ve diğer primatlar üzerinde yapılan çalışmalar ifadesiz yüzlere kıyasla tehdit habercisi yüz ifadelerine daha fazla dikkat verdiğimizi gösterdi, özellikle tetikte olduğumuz zamanlar. TED الدراسات على البشر وبعض الأصناف الرئيسية كشفت أننا نولي اهتماماً أكبر للوجوه التي تعبر عن تهديدات مقارنة بالوجوه المحايدة، لا سيما عندما نكون فعلاَ في حالة تأهب قصوى.
    tetikte bekliyordum. Open Subtitles لقد كنت في حالة تأهب قصوى.
    Amir Thompson'dan sıyrılmayı başardım ama burada bulunmam şüphelenmesine yol açıyor ve sizin için tetikte Bayan Carter. Open Subtitles لقد أنفصلت عن الرئيس (طومسون) لكنه اشتبة بوجودى وهو فى حالة تأهب قصوى لك، سيدة (كارتر)
    Ekip ve dünya, Kobra Komutan'ın son yeminine karşı kırmızı alarmda bulunuyor: Open Subtitles الوحدة و العالم في حالة تأهب قصوى* *لمواجهة هجوم (كوبرا) الأخير
    Bu yüzden Seul kenti ve çevresindeki yerleşim yerleri kırmızı alarmda bekliyor. Open Subtitles مدينة (سيول) بأكملها وضواحيها المحيطة في حالة تأهب قصوى.
    Tüm cennet alarm durumunda. Open Subtitles السماء بأكملها في حالة تأهب قصوى
    FBI, Ulusal Güvenlik, Eyalet Polisi, hepsi üst seviye alarma geçirildi. Open Subtitles مكتب التحقيقات الفدراليه و الامن القومي والشرطة ،، كلهم في حالة تأهب قصوى
    - Yüksek alarm durumuna geçin. Open Subtitles كونوا في حالة تأهب قصوى.
    Bu rezalet yüzünden bütün Moskova polisini kırmızı alarm durumuna getirmeden önce! Open Subtitles قبل لدينا جميع رجال الشرطة في موسكو في حالة تأهب قصوى... بسبب هذه اللعنة حتى!
    Ulus halinde kırmızı alarm durumundayız. Open Subtitles -أصبحت الأمة في حالة تأهب قصوى .
    Yüksek alarm durumundayız. Open Subtitles -نحن في حالة تأهب قصوى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more