| Küçüklüğünden beri, hep böyleydi ve artık onları büyütmenin vakti geldi. | Open Subtitles | وهذا هو حالكَ منذُ كنتَ طفلاً صغيراً وقد حانَ وقتُ رفعها |
| Artık biraz eğlenip, tüy dökmenin vakti geldi! | Open Subtitles | حانَ وقتُ المَرَح قليلاً، حرّكنَ ريش ذيولكن |
| Şapşal, burada işimiz bitti, gitme vakti. | Open Subtitles | أنت أيها المفغل, لقد أنهينا عملنا هنا, حانَ وقتُ الذهاب. |
| - Gösteri vakti amiral. | Open Subtitles | حانَ وقتُ العرضِ أيُّها "الأدميرال" تبدأ عمليّةُ الإطلاقِ في, خمسة |
| Asla bana ihanet etmeyin ve gitme vakti. | Open Subtitles | لا تخُنّي أبداً، وقد حانَ وقتُ الذهاب. |
| Doğaçlama yapma vakti. | Open Subtitles | حانَ وقتُ الإرتجال |
| Tamam. Pekala. Yatma vakti. | Open Subtitles | حسناً حانَ وقتُ الهُدوء |
| - Mark, gitme vakti. | Open Subtitles | (مارك)، حانَ وقتُ الرحيل |