| Yatma vakti. Benim yatağıma gidelim. Gel hadi bakalım, gidelim. | Open Subtitles | حسناً حان موعد النوم سنذهب إلى سريري, تعالي برفقتي هيا |
| Peter Amca, Bay Ashley'nin gitme vakti mi? | Open Subtitles | حان الوقت بالفعل يا عم بيتر هل حان موعد رحيل آشلي ؟ |
| Kalkma vakti, kahvaltıyı kaçırma, üniforman yatağının ucunda. | Open Subtitles | حان موعد وجبة الإفطار ارتديّ الزي الذي على السرير |
| Sanırım hep konuştuğumuz şeyi gerçeğe dönüştürme zamanı geldi. | Open Subtitles | حسناً، أظن أن حان موعد تنفيذ كلامنا فنحن نتحدث دائماً دون تنفيذ اى كلام |
| İddianı ödeme zamanı geldi. Undan bebeğinle tanış. | Open Subtitles | حان موعد فوز الرهان إذا كان هذا طفلكَ الوحيد |
| Herkes uykuda, bütün ev bana ait ve şimdi çalışma vakti. | Open Subtitles | عندما يكونوا جميعهم مستغرقين فى النوم يصبح المكان بأكمله مِلكاً لى و الأن, حان موعد العمل |
| Bunu rahat rahat konuştuk, şimdi yatma vakti. | Open Subtitles | لقد تحدثنا عن الأمر بهدوء. والآن حان موعد النوم. |
| Annem sana yemek vakti geldiğini söylememi istedi. | Open Subtitles | أمي ار ادتني أن اخبرك أنه حان موعد العشاء. |
| Bu etlerce istila edilmiş gezegeni terk etme vakti geldi. | Open Subtitles | حان موعد مُغادرة هذا العالم الذى تنتشر فيه اللحوم. |
| Biliyorum, bu canını yakmıştır ama belki de hayatı yaşamasının vakti gelmiştir. | Open Subtitles | حسن، أنظر، أعلم أن مـا سـأقوله مؤلم، لكن ربمـا حان موعد تركها لهذا العمل. |
| Hayallerin, ziyaret vakti. | Open Subtitles | حان موعد زيارة الكائنات المزعجه صحيح؟ |
| Pekala çocuklar beyninizi geliştirme vakti. | Open Subtitles | حسناً جميعاً حان موعد توسيع عقولكم |
| Haydi, gel Şişko Louie. Toplanma vakti. | Open Subtitles | هيا يا لويي السمين حان موعد حزم الحقائب |
| Haydi, gel Şişko Louie. Toplanma vakti. | Open Subtitles | هيا يا لويي السمين حان موعد حزم الحقائب |
| - Düşündüm de neredeyse öğlen yemeği vakti... | Open Subtitles | اعتقدت بما أنه حان موعد الغداء... أجل يا ذا العيون اللامعة؟ |
| Selam. 8'deki mamamın zamanı geldi mi? Komik. | Open Subtitles | مرحبًا، حان موعد وجبتي لدى الـ 8 بهذه السرعة؟ |
| Seni hayatımdan ilelebet çıkarma zamanı geldi. | Open Subtitles | حان موعد إخراجك من حياتي للأبد |
| Normal hayatıma dönme zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حان موعد عودتى إلى حياتى العادية |
| Ona borç verdim. Ödeme zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد أعطيته قرض وقد حان موعد تسديده |
| Yani yeniden görüşmemizin zamanı geldi diye düşündüm. | Open Subtitles | و قلت لنفسي حان موعد لقائنا ثانية |
| Benim eve dönme zamanım geldi. | Open Subtitles | ـ لقد حان موعد رجوعي للمنزل |