| Kahrolası Haplarımı almadan buradan gitmiyorum. | Open Subtitles | انا لن اذهب من هنا حتى اخذ حبوبي اللعينة |
| Kahrolası Haplarımı almadan buradan gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لن اخرج من هنا حتى احصل على حبوبي اللعينة |
| Benim haplarım iyi, tamam mı? | Open Subtitles | ربما عليك تجربة حبوب قلق أخرى. حبوبي ممتازة, تمام؟ |
| haplarım olmadan buradan gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لن اذهب من هنا حتى احصل على حبوبي اللعينة |
| İlaçlarımı alırsam, otlarında bitmesine izin verirsem, iyi. | Open Subtitles | إذا أخذت حبوبي وتركت العشب ينمو في الفناء بما فيه الكفاية |
| Aklıma geldi. İlaçlarım ecza dolabında değil. | Open Subtitles | أنا فقط تَذكّرتُ، حبوبي لَيستْ في الوزارةِ. |
| mısır gevreğimi alın, içindeki gizli şifreyi bulun ve bana "Güne Kellogg's ile başlayın" mesajını yollayın! | Open Subtitles | اشتروا حبوبي وستجد الرمز السري بداخلها "الرسالة بـ 15 دولار" وأرسل الرسالة قبل فوات الأوان |
| Bütün Haplarımı alıyorum ve acı neredeyse yok oldu. | Open Subtitles | لقد كنت آخذ حبوبي . و كل الألم قد ذهب تقريباً |
| Haplarımı saklasam iyi olacak. | Open Subtitles | ممّا يعني من الأفضل عليّ الذّهـاب لأخفي حبوبي عنها. |
| Beni tutuklayan adam, Dedektif Bob Cooper Haplarımı buldu ve bana iyi malları, damar içi mallarını gösterdi. | Open Subtitles | هناك شئ انتم تجهلونه الرجل الذي القى القبض علي المفتش بوب كوبر وجد حبوبي و من ثم قدمني |
| Tek isteğim hamile kalmaman o yüzden kendi reçeteni yazdırtana kadar benim Haplarımı kullanmaya ne dersin? | Open Subtitles | لذا، لمَ لا تأخذين بعضاً من حبوبي حتى تحصلي على وصفة خاصة بك |
| Yeniden olamaz . Turuncu haplarım nerde canım ? Amm , mutfakta . | Open Subtitles | ليس مجدداً عزيزتي، أين حبوبي البرتقالية ؟ |
| Uyku haplarım hâlâ iş görüyor, ben burada kalıp sizi korurum. | Open Subtitles | حبوبي المنومه ، تقوم بواجبها وايضاً يمكنني البقاء هنا واعتني بك ، حسناً ؟ |
| Zula falan bilmem ben. Bunlar benim haplarım. | Open Subtitles | لا أعرف أي مخبأ تلك حبوبي يا رجل |
| Tahlil için gelecektim ve sonra bana ilaçlarımı verecektin. | Open Subtitles | كُنت سآتي لإجراء فحوصاتي البدنية وبعد ذلك تُعطيني حبوبي |
| İlaçlarımı almam lazım, ama dışarı çıkamıyorum. | Open Subtitles | أردت شراء حبوبي لكنهم لم يدعوني أخرج |
| Hadi Carrie. Göster numaranı. Yemin ediyorum ki aldım bütün ilaçlarımı. | Open Subtitles | هيا "كاري" قومي بسحرك اعدك بانني سابتلع حبوبي |
| Bildiğin gibi, çocuk sahibi olmakla ilgili. Onlar benim ilaçlarım. | Open Subtitles | كأنك تعرف كم هو متعب أن تربي طفلاً هذه هي حبوبي |
| İlaçlarım olmayınca bakın ne oldu! | Open Subtitles | انظروا ما حدث عندما لم آخذ حبوبي |
| Galiba kimse mısır gevreğimi almıyor. | Open Subtitles | يبدو أنه لاأحد اشترى حبوبي |
| Artık gevreğime süt koymaz oldum, hep sizin suçunuz. | Open Subtitles | انا لا اضع الحليب على حبوبي كثيراً وهو خطئك |
| Mutfağımda durmuş, kahvaltı etmek istediğim için bu siktiğimin can çekişen ekonomisinde hâlâ sahip olduğum işten kazandığım parayla aldığım yulaf ezmesini arıyorum! | Open Subtitles | أنا في مطبخي أبحث عن حبوبي التي اشتريتها بالمال التي كسبته من العمل الذي لازال لديّ |
| Sana söyledim, sadece ilaçlarımdan bir tane al. | Open Subtitles | أخبرتك ، فقط خذ واحدة من حبوبي |
| Ona izin verdim. Fasulyelerimi çaldığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد سمحت له، لكني لم أكن أعلم بإنه سرق حبوبي! |