"حبيباً" - Translation from Arabic to Turkish

• sevgili
• erkek arkadaş
• erkek arkadaşı
• nın erkek

Ben de sizin gibiydim. Eğlence istiyordum, heyecan istiyordum. Böylece kendime bir sevgili buldum.
كنت مثلكِ أردت المرح ، والمتعة لذا ، وجدت لنفسي حبيباً

Bir köpek, sevgili veya koca değil, sadece köpektir.
الحيوان الأليف ليس حبيباً و لا زوج إنه حيوان أليف فحسب

- Kendine başka sevgili bul ihtiyar fahişe. - Cadence, gidelim hadi.
جدي حبيباً لك, أيتها العاهرة العجوز هيا يا "كادنس

Şunu bilsen iyi olur ben iyi bir erkek arkadaş değilimdir.
يجب أن تعلمي بإني لست حبيباً جيداً تحظين به.

Bir kızlar birliğine katılacak. Erkek birliğinde bir erkek arkadaş bulacak.
ستنضم لنادٍ للطالبات، تجد حبيباً من أخوية.

Hiçkimsenin erkek arkadaşı olamam.
لكن هذا غير مقدر لي حالياً لا أستطيع أن أكون حبيباً لأحد

Ama Nicole aşıktı ve Kara'nın kıskandığını düşündü çünkü Kara'nın erkek arkadaşı yoktu.
لكنّ (نيكول) كانت مغرمة، وكانت تظن بأنّ (كارا) تشعر بالغيرة لأنها لا تملك حبيباً

Sonny, eski bir sevgili olabileceğini düşünüyor.
يظن (سوني) بأنّ القاتل قد يكون حبيباً سابقاً

Evlilik düşünmeyen bir sevgili edindim.
إتخذتُ حبيباً بدون أي تفكير بالزواج...

Aidan'dan sonra Haskell gerçek bir sevgili değildi.
(إنظر ، إنه ليس أن (هاسكل . (كان حبيباً جدياً كما كان (آيدن

Pardon, sevgili bulmuş.
أعني "حبيباً"، يُشعرها بالسعادة الجمّة.

Kendine sevgili bulması uzun sürmez.
لن يطول قبل ان تجد حبيباً آخر

Ona bir sevgili bulacağım. Rahatla.
سأجد لها حبيباً اهدأي

Bazen kötü adam, aşağılık bir erkek arkadaş.
أحياناً يكون الشرير حبيباً وقحاً

Aldığıma göre gidip de muhtemel bir erkek arkadaş edineceğini düşünmemiştim.
لم أحسب أنها ستتخذ حبيباً جديد

Bak, çok boktan bir erkek arkadaş olduğum için özür dilerim.
اسمعي، آسف لأنني كنت حبيباً رديئاً.

Bob Loblaw artık bizimle çalışmıyor, çünkü birisi kendine bir erkek arkadaş istedi.
لأن شخص ما أراد حبيباً -لا تلومني

Birinin erkek arkadaşı olmak mı?
أن كونك حبيباً لرجل أخر

Lisa'nın erkek arkadaşı var.
(ليزا) تملك حبيباً!