| Cameron onu konuşana kadar göz altında tutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | كاميرون يحاول إبقاءها في الحجز حتى تتحدث |
| Söylemeyi dilediğim pek çok şey var ancak önce siz konuşana kadar beklemenin daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | هناك الكثير مما أود على نفسي أن تقوله ولكن أعتقد من الأفضل .الإنتظار حتى تتحدث أنت أولاً |
| Avukatıyla konuşana kadar kimseye bir şey söylememesini. Güzel. | Open Subtitles | ألا تتحدث لأى شخص حتى تتحدث الى محامى |
| Adalet Bakanlığı ile konuşana dek bir şey yapmayın. | Open Subtitles | فقط لا تقم بشيء حتى تتحدث إلى العدالة. حسنا, وداعا. |
| Bir psikiyatristle konuşmadan taburcu olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتغادر حتى تتحدث إلى أحدهم |
| Barones kızla konuşana kadar işkence edilmemesini istiyor. | Open Subtitles | -تريد النبيله ألا يصيب الفتاة أذى حتى تتحدث معها. |
| Bizimle konuşana kadar gitmiyoruz. | Open Subtitles | جيل: نحن لا تترك هنا حتى تتحدث إلينا. |
| konuşana kadar sana hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لن تحصل على شيء حتى تتحدث. |
| Dr. Brennan, kemikler onunla konuşana kadar onları inceleyecek. | Open Subtitles | أن د. (برينان) ستُحدق بالعظام حتى تتحدث معها |
| Justin... Benimle konuşana kadar gitmiyorum burdan. | Open Subtitles | "جاستن" لن أغادر حتى تتحدث إلي |
| Seninle konuşana kadar başka bir şey söylemeyecekmiş. | Open Subtitles | -أبَت أن تقول أي شئ آخر حتى تتحدث إليك |
| Şimdilik yeter. konuşana kadar yetmez. | Open Subtitles | 268)} .هذا يكفي حالياً - .إنّه ليس كافياً حتى تتحدث - |
| O yüzden Doktor Metzger ile konuşana kadar seni burada bırakmıyorum. | Open Subtitles | لذا لن أغادر من هنا حتى تتحدث (إلى د. (ميتزجر |
| Benimle tekrar konuşana dek bunun bekleyemeyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | فلم أعتقد أن هذا يمكن أن ينتظر فحسب حتى تتحدث لي ثانية. |
| Bir psikiyatristle konuşmadan taburcu olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتغادر حتى تتحدث إلى أحدهم |