| Bu son saldırı, kızı benim rahatsızlık duyduğum önceki saldırılarımdan bile daha çok incitmişti. | Open Subtitles | هذا الاعتداء الجديد أذاها أكثر حتّى من اعتدائاتي الأخيرة, وذلك ما أثار حنقي. |
| Herifin üzerinden aldığım bedava zuladan bile iyiydi. | Open Subtitles | أفضل حتّى من المخدّرات المجّانية التي أخذتها منه |
| Kheer için bile durmadı. | Open Subtitles | إنه لم يتوقّف حتّى من أجل احتساء الحليب المحلّى |
| Bir şeyi yok. Menenjiti bile yok. | Open Subtitles | إنه بخير , إنه لا يعاني حتّى من التهاب السحايا |
| Kendini bile tanımıyor gibisin. - Kim olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | كما لو أنك لا تعرف حتّى من أنت أتعرف من أنت؟ |
| Sona yaklaşmadık bile. Ölmeden önce işkence etmişler. | Open Subtitles | ليس حتّى من قريب، لقد تعذّبت قبل أن تُقتل. |
| Adayı bir uçtan diğer uca kadar dolaştım. Oranın yakınından bile geçemedim. | Open Subtitles | و قد مسحتُ هذه الجزيرة من طرفها إلى طرفها و لم أقترب حتّى من إيجاده |
| Ve bunu birbirlerinden bile gizlerler. Gizlemek mi? | Open Subtitles | ويبقون هذهِ الأشياء سريّة، حتّى من بين بعضهم البعض |
| Basını çok ustalıkla yönlendirmen gerekirken bunu bile yapamadın. | Open Subtitles | يفترض أن تكوني أستاذة تلاعب بالصحافة، ولكنّكِ لم تتمكّني حتّى من فعل ذلك |
| 1918'deki İspanyol gribinden bile daha ölümcül. | Open Subtitles | نمطٌ أقوى حتّى من الانفلونزا الاسبانيّة عامَ 1918. |
| Muhtemelen kazanamayacağım bile. | Open Subtitles | بالأرجح لن أتمكّن حتّى من الإلتحاق بالمدرسة |
| Seni paran için değil, sen olduğun için sevmemden bile emin olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتأكدّ حتّى من أنني أحبّك أنت وليس لمالك. |
| Kahinlerin tahmin gücü yüce rahiplerden bile eşsizdir. | Open Subtitles | قوّة هذه النبوءة لا مثيل لها حتّى من قِبَل كاهنةٌ عالية الشأن |
| Ve hatta sana arkadaş olsun diye kimseyi etkileyemeyeceksin bile. | Open Subtitles | ولن تتمكّني حتّى من إذهان أحدٍ ليكون لكِ صديقًا |
| Son saldırdığın herifin sadece tek gözünü çıkardın ve tamamını yiyemedin bile. | Open Subtitles | آخر مرةٍ تعديتَ بها على شخص إقتلعتَ عينًا واحدة، لم تتمكنَ حتّى من إقتلاع الأخرى. |
| Hızlı, görmedim bile... | Open Subtitles | .. إنـهُ سريـع , لم أتـمكّن حتّى من رؤيـته |
| Öz ailem bile bana göz kulak olmadı. Nasıl onu kazanacağım? | Open Subtitles | لم أتمكّن حتّى من جعل أسرتي تهتمّ بي، فأنّى يُفترض أن أحمله على ذلك؟ |
| Daha kahvaltı bile yapmamışken kokuşmuş bir Kızılderili beni öldürmek için karşıma dikiliyor. Kızılderili mi? | Open Subtitles | أنا لم أنتهي حتّى من إنهاء الإفطار وسوف أقتل نفسي برائحة الهنود القذرة هذه |
| Her şeyden, hatta kendinden bile daha çok sevdiğin bir kişi var. | Open Subtitles | شخص تحبّه أكثر من أيّ شيء، أكثر حتّى من نفسك. |
| Nasıl oluyor da, Sandalyesinden bile kalkmayan bir lideri takip edebiliyorsun. | Open Subtitles | كيف يمكنك اتباع قائد لا يودّ القيام حتّى من كرسيّه؟ |