| Benim soruşturduğum bir davaya ilgili bilgileri kasıtlı olarak benden sakladın. | Open Subtitles | لهدف ما انت حجبت عني معلومات تتعلق بقضية انا احقق فيها |
| Delilleri kararttın, Federal soruşturmadaki kilit tanığı evinde sakladın iyi bir adamın ölümüne neden oldun ve tüm yasal mevzuatı çiğnedin. | Open Subtitles | لقد حجبت دليلاً وخبأت الشاهد الرئيسي في التحقيق الفيدرالي تسبب في وفاة رجل طيب وانتهكت كل بند قانوني في اللائحة |
| Vücut, altı veya dört haftada kendine gelebilir uterusun dışında tabii onun diğer vaziyetleri de bunu saklamış. | Open Subtitles | يستطيع الجسم استعادة توازنه بعد أربعة إلى ستة أسابيع، ماعدا الرحم، و ظروفها الاخرى حجبت ذلك. |
| Gerçeği saklamış olması muhtemel. | Open Subtitles | من المحتمل ان الحقيقة قد حجبت عنها |
| Kan pıhtısı ciğerini tıkayarak nefes almasını engelledi. | Open Subtitles | تكونت جلطة برئتيها حجبت الأكسجين |
| Sohbet odasını ve katılan herkesi engelledi. | Open Subtitles | حجبت غرف المحادثه و كل شخص فيها |
| Morluklar yüzünden gözden kaçmış olabilir. | Open Subtitles | على الأرجح حجبت بواسطة كدمه |
| Kronstadt, 1917 ...devrim geleceğimizin ışığını kesti. | Open Subtitles | "كرونستدت"، عام 1917م حجبت الثورة مستقبلنا |
| Carruthers boş yere ve olup biteni bilmeden ölürken, sen bilgileri sakladın. | Open Subtitles | حجبت عنا معلومات ومات كرازارس بلا جدوي |
| Bir suç konusunda başkalarından bilgi sakladın mı? | Open Subtitles | هل حجبت معلومات عن جريمة من قبل؟ |
| Bilgi sakladın sen. | Open Subtitles | لقد حجبت معلوماتك |
| Kanıt sakladın ve o kanıtları Patty Hewes'e verdin. | Open Subtitles | (حجبت دليلاً وأخذته إلى (باتي هيوز |
| Bakın, sizden bilgi saklamış olabilirim, ama ben canavar değilim! | Open Subtitles | انظرا، أنا... أنا حجبت المعلومات لكنني لست وحشاً |
| Morluklar yüzünden gözden kaçmış olabilir. | Open Subtitles | على الأرجح حجبت بواسطة كدمه |
| Kronstadt, 1917 ...devrim geleceğimizin ışığını kesti. | Open Subtitles | "كرونستدت"، عام 1917م حجبت الثورة مستقبلنا |