"حذائها" - Translation from Arabic to Turkish

• ayakkabılarını
• ayakkabısını
• ayakkabısının
• ayakkabıları
• Ayakkabılarına
• ayakkabılarının
• Ayakkabısında
• botlarını
• ayakkabısı
• çizmesinin
• çizmelerini
• ayakkabısına
• botunun
• pabuçlarını
• Ayakkabılarından

ayakkabılarını bile sildirmeye değer görmezken mi?
تفكر في أن لا أمسح حذائها لَيسَ أنا الذي أَكْرهُك؛ أنتَ

Ona nasıl anne olunacağını sen öğrettin. Aynen ona ayakkabılarını nasıl bağlayacağını öğrettiğin gibi.
سوف تعلمينها كيف تكون أم كما علمتيها كيف تربط حذائها

O zaman eşini görmeye geldiğinde ayakkabısını düşürmüş olmalı.
إذن، لابد أناه فقدت حذائها عندما أتت لرؤية زوجها

Marianne ayakkabısının topuğunu kaybetti.
ماريان يجب أن تغير حذائها فقد إنفصل كعب الحذاء

Ucu açık ayakkabıları lazım amına koyim senin! Hiçbir şey yapmamış olarak öleceğim.
تحتاج إلى حذائها المفتوح عند الأصابع أنا سوف أموت وأنا لم أحقق شيئًا

Ayakkabılarına bakın. Mor renkli bir ayakkabı giymişti.
الحذاء, الحذاء, إبحثن عن حذائها إنها ترتدي حذاء بنفسجي اللون

Muhtemelen sinirinden zira ayakkabılarının sıktığını söylemişti.
ربما كان من التوتر لقد قالت أن حذائها يضايقها

Kurban ayakkabılarını kaybetmiş. Botları açıklıyor.
الضحية فقدت حذائها مما يفس الحذاء الطويل

Sadece parmaklıkların orada ayakkabılarını buldular.
نعم, كل ما وجدوه هو حذائها الذي تركته غلى السور

Kızların, nasıl farklı şeylerden hoşlandığı hakkında konuşuyorduk. Ben de lisedeki bir kızdan bahsediyordum, ayakkabılarını çıkartmadan yapmayı çok sevdiğini anlatıyordum.
وكنت أتحدث عن تلك الفتاة في المدرسة الثانوية ،وكيف كانت تحبّ فعلها وهي ترتدي حذائها

ayakkabısını geride bıraktıracak ne görmüş olabilir?
برأيك ماذا رأت حتى هربت وتركت حذائها هكذا؟

En çok da köy faresinin ayakkabısını fırlatıp büyük sarı nasırlarını şehir faresinin maun fiskos masasına koyup "komünist ve arap başkanımız hakkında ne düşünüyorsun?" diye sormasına bayıldım.
خصوصاً أن فأر الريف خلعت حذائها ووضعت قدماها الكبيرتان على طاولة فأر المدينة وطلبت رأيها لو عربياً كان رئيس أمريكا

Bir doğru daha ayakkabısını giymeden bir yalanın dünyanın yarısını dolaştığını biliyorum.
أَعْرف أن الكذبه تستطيع أن تجوب نصف العالم بينما تكون الحقيقة تنتعل حذائها

25,00 doları verdim, ayakkabısının içine soktu ve eteğini kaldırdı.
عندها اخرجت الـ 25 دولارا فالتقطتها واضعة اياها في حذائها ثم رفعت التنورة

Restoranıma geldi, direkt mutfağıma girdi ve ayakkabıları hakkında konuşmamdan yakınmaya başladı.
تأتي إلى مطعمي وتدخل مطبخي، وتتذمر من أنني أتحدث عن حذائها

Çocuklar dinleyin, Meryem ayakkabıları yüzünden, iyi zıplayamıyor.
اسمعوا يا أطفال فيريشته لم تستطيع القفز بسبب حذائها

Önce masasına sonra kucağına sonra Ayakkabılarına sanırım İtalyan markaydı.
مرة فرق مكتبها مرة في حضنها ومرة على حذائها الذي بدا ايطالي الصنع

Beverly Sutphin di. Orada ayakkabılarının altında kan gördüm.
اقول لك الحقيقة لقد رايت الدماء على حذائها

Cebi olmayan bir kız iki yerinde eşya saklar: Ayakkabısında veya sutyeninde.
تحتفظ ببعض الأشياء في حذائها أو حمالة صدرها

Kadın botlarını çıkardı, süete kan bulaşmasın diye.
انها أزالت حذائها عنها حتى لا يلوث الدم الجلد

Döndükçe, point ayakkabısı ve yer arasındaki ve kısmen vücuduyla hava arasındaki sürtünme, momentini azaltır.
بينما هي تدور هناك احتكاك بين حذائها "البونت" والأرض وبطريقةٍ ما بين جسدها والهواء يقلل من قوة دفعها

Ben de çizmesinin topuğunu kırarak kendi kırılmış gibi gösterdim.
لذا كسرت كعب حذائها لجعلها تبدو كما لو أنها قد تعرضت لحادث

- Bence yeğeniniz haber verdi, Paul değil. ...çizmelerini de temizlemeye layık değilsiniz.
ـ إنها من نشرت الخبر وليس هو ـ أو تنظف حذائها

Sekiz yaşındayken, amcamın düğününde ayakkabısına kusmuştum.
عندما كنتُ في الثامنة تقيأت على حذائها في حفل زفاف عمّي

Sol botunun içinde iki küçük bıçak daha var.
أنها تخبأ سكينتين آخرتين في حذائها الأيسر.

Benim mükemmel karım mükemmel pabuçlarını giyer mi?
هل لبست زوجتى الكاملة الرائعة حذائها الكامل الملائم؟

Ayakkabılarından yanmış tezek kalıntısı kazımaya çalışan ülkem insanı için yetersiz bir teselli.
هذا مريح بعض الشيء لـ أمة تحاول كشط الغائط المحترق من حذائها