| Francis, babanla ben kaç defa bu Bourbonlar hakkında seni uyardık? | Open Subtitles | فرانسس لكم من المرات انا وابيك قد حذرناك بشأن الباربونس؟ |
| Seni bu konuda uyardık. | Open Subtitles | بإمساك الأيادي؟ لقد حذرناك من ذلك |
| Bunun olabileceğini biliyorduk. Seni uyardık. | Open Subtitles | كما نعلم أن هذا يمكن أن يحدث لقد حذرناك |
| Sen onu oraya yollayınca seni bu konuda uyarmıştık biz. | Open Subtitles | لقد حذرناك من هذا عندما أرسلته إلى هناك |
| Bu para yeterli değil. Seni uyarmıştık! | Open Subtitles | ليس المال، لقد حذرناك |
| - Seni uyarmıştık. - İyi misin dostum? | Open Subtitles | لقد حذرناك - هل أنت بخير يا صديقي - |
| Evet, biz sizi uyardık. | Open Subtitles | حسنا,لقد حذرناك |
| Daha önce seni bu konuda uyardık. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} لقد حذرناك بخصوص هذا من قبل |
| Öyle olsun ama seni uyardık. | Open Subtitles | حسناً، ولكننا حذرناك. |
| Seni uyardık. | Open Subtitles | لقد حذرناك. |
| - Seni uyardık. | Open Subtitles | -لقد حذرناك |
| Ama biz sizi kuvvetleri göndermeyin diye uyarmıştık. | Open Subtitles | لكننا حذرناك بألا ترسل القوات |
| Seni uyarmıştık Marcus, tüm hayatların boyunca yaptığın hareketler, Reverti'yi teşhir etme riski taşıyordu. | Open Subtitles | (لقد حذرناك يا (ماركوس في كل حيواتك أن سلوكك يُخاطِر بفضح تنظيمنا |
| Bayan Florrick, sizi sessiz kalmanız konusunda uyarmıştık. | Open Subtitles | سيدة (فلوريك), لقد حذرناك مسبقاً بشأن البقاء صامتة |
| Seni uyarmıştık Krupkin. | Open Subtitles | -قد حذرناك يا سيد/بابكين |
| Seni uyarmıştık. | Open Subtitles | لقد حذرناك |
| Seni uyarmıştık. | Open Subtitles | نحن حذرناك |