Ya da en azından insanları, ürünlerinin sağlıksız olduğuna dair uyar. | Open Subtitles | أو على الأقل حذّر الناس أنّ ذلك غير صحّي للغاية |
Bayan Poldark'ı potansiyel bir kargaşa ihtimaline karşı uyar. | Open Subtitles | حذّر السيدة بولدارك من إضطراباتٍ مُحتملة. |
Lütfen dinleyenleri uyar. | Open Subtitles | من فضلك، حذّر المستمعين |
1945 Nobel Ödülü kabul konuşmasında Fleming, bakteri direncinin antibiyotik mucizesini mahvetme potansiyeline sahip olduğu konusunda uyardı. | TED | في خطاب تتويجه بجائزة نوبل عام 1945 حذّر فليمنج أن مقاومة البكتيريا لديها احتمالية القضاء على معجزة المضادات الحيوية. |
Bir yetkili, 2 kişinin de silahlı ve tehlikeli olabileceğini söylerken kendilerine yaklaşılmaması konusunda uyardı. | Open Subtitles | رجلُ متحدث حذّر بأن كلا الرجلين قد يكونوا مسلّحين وخطرين ويجب عدم الإقتراب منهما. |
Yapmadık. Biri O'nu uyarmış olmalı. | Open Subtitles | لم نتخلّى عنها، لابدّ وأنّ ثمّة من قد حذّر (توم)! |
Çünkü Vito, Finn'i söylememesi için uyarmış. | Open Subtitles | لأنّ (فيتو) حذّر (فِن) من أن يتكلّم |
Cade, Autobotları uyar! | Open Subtitles | (كايد)، حذّر الـ(أوتوبوتس)! |
Ama kaçmaları için, Pujari kardeşleri de uyardı. | Open Subtitles | هو ايضاً حذّر الإخوة (بيجاري) للخروج |
Büyükbabanız sizi onlara karşı uyardı. | Open Subtitles | جدك حذّر منهم. |
Demek istediğim, usturayı Hamid'e veren kişi bizim hocayı uyarmış olabilir. | Open Subtitles | وجهة نظري هي , أياً يكن من أعطى ... حميد ) , شفرة الحلاقة ) يمكن أن يكون قد حذّر . الأستاذ أيضاً |