| Bu, gardiyan gitmekte özgürsün dediğinde onu sorgulamak gibi bir şey. | Open Subtitles | هذا مثل استجواب حارس السجن عندما يقول أنتِ حرة للذهاب. |
| Sağlığını tam olarak kazandığında gitmekte özgürsün. | Open Subtitles | عندما تعودين لكامل عافيتكِ فأنتِ حرة للذهاب |
| Beğenmezsen gitmekte özgürsün. Söz veriyorum. | Open Subtitles | إذا لم يُعجبك المكان ، ستكونين حرة للذهاب ، نعدك بذلك |
| - Dediğim gibi, serbestsin. | Open Subtitles | كما قلت، أنتِ حرة للذهاب |
| Galip geldin. Sen de gitmekte özgürsün. | Open Subtitles | لقد ربحتي أنتي ايضا حرة للذهاب |
| gitmekte özgürsün. | Open Subtitles | أنتِ حرة للذهاب |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 