| Doktorlar yanıklarını sardı, ağrı kesici verdiler, sakinleştirdiler. | Open Subtitles | الأطباء لفو حروقها قدمو لها بعض المسكنات، والزموها بالهدوء |
| Mary'nin yanıklarını tedavi eden hastane, depo yangınının olduğu sabah acil serviste olduğunu onayladı. | Open Subtitles | المستشفى التي كان بها (ماري) لمعالجة حروقها أكدت أنها كانت في غرفة الطوارئ صباح اليوم الذي حدثت به الحريق. |
| yanıklarını iyileştirdim, iyi olacak. | Open Subtitles | شفيت حروقها ستصبح بخير |
| yanıklarını kontrole geldim. | Open Subtitles | سأتفقد حروقها. |