| Adamın hakkını ver. Sistemden yararlandı, özgürlüğünü hak ediyor. Ya? | Open Subtitles | إنه يستحق ذلك , لقد إستغل القانون و يستحق حريته | 
| Ama onu köşeye sıkıştırırsanız, onun özgürlüğünü... tehdit ederseniz, sizi öldürür. | Open Subtitles | .. ولكن إن احتجزته في زاوية .. وإن هددت حريته سيقتلك | 
| İnanılmaz. İmparator ona üç kere özgürlüğünü verdi. | Open Subtitles | لا يمكن تجاوزه لقد منحه الامبراطور حريته ثلاثة مرات | 
| özgürlüğü için pazarlık etmek üzere olan bir adamın kendini astığına gerçekten inanmamı mı bekliyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد مني أن أصدق أن رجلاً على مقربة من مقاضاة حريته أن يقرر أن يشنق نفسه ؟ | 
| Hiçbir yerde değilse bile özgür biri olduğunu hatırlamaya çalış. | Open Subtitles | ،و حتى لو لم يكن بأي مكانٍ تمسكي بذكرى حريته | 
| özgürlüğüne kavuşması için tek bir zafer kaldı. | Open Subtitles | فلم يبقى امامه سوا هذا الفوز ويربح حريته | 
| Nihayet toprak altındaki 129 saatlik esaretten sonra özgürlük görünmeye başladı. | Open Subtitles | وهكذا بعد 129 ساعة من دفنه حياً حريته تلوح في الأفق | 
| Eğer bu sebep yeterince iyiyse, özgürlüğünü satın alabilir. | Open Subtitles | لو كان السبب جيدا بما يكفى فربما يمكنه شراء حريته | 
| Nash, salak değil. özgürlüğünü bu herifin ellerine bırakmayacaktır. | Open Subtitles | بالتأكيد لن يضع حريته في يد احد ايان كان | 
| Onlarca yılı polislerle savaşıp,yapmadığı birşeyden ötürü yargıçlardan özgürlüğünü almak istedi. | Open Subtitles | عندما يقضي المرء سنوات يحارب الشرطة و المدعون و القضاة محاولاً أخذ حريته مقابل شيئ لم يفعله | 
| özgürlüğünü kazanmak karşılığında vereceği tavizler? | Open Subtitles | ما هي التنازلات التي تهيء له العودة إلى حريته ؟ | 
| Şimdi ise özgürlüğünü kazanmasına sadece bir Görev uzaklığındadır ve bu Görev onu hiçbir ölümlünün canlı olarak geri dönmeyi başaramadığı bir yere, yani ölüler diyarı Hades'e gönderecektir. | Open Subtitles | والأن لم يبقى هناك سوى تحدى واحد لينال حريته ولكن هذه المرة سيذهب إلى مكان لم يعد اى فانى منه حياً أرض الأموات | 
| özgürlüğünü kazandığı maçı izlemiştim. | Open Subtitles | رأيته يفوز بالقتال الذي جعله ينال حريته. | 
| Kaçmayı başaramadı, ama yıldızlarla iletişim kurarak, iç özgürlüğünü koruyabildi. | Open Subtitles | لم يكن قادراً على الهرب و لكن , و من خلال اتصاله بالنجوم فقد استطاع أن يحافظ على حريته من الداخل | 
| Kardeşimin özgürlüğünü kazanması dertli yüreğime su serpiyor. | Open Subtitles | هذا يجعل قلبى يخفق عندما أرى أخى يَكسب حريته. | 
| Kardeşimin özgürlüğünü kazanması dertli yüreğime su serpiyor. | Open Subtitles | هذا يجعل قلبى يخفق عندما أرى أخى يَكسب حريته. | 
| Sırf adam canının istediği şeyi yapabildiği özgürlüğü olduğu için... | Open Subtitles | فقط لأن الرجل الآن يستطيع فعل ما يريده.. وحصل على حريته فقط.. | 
| Kapağın altında özgürlüğü için umutları tükenmiş biri olduğunu nerden bilebilirlerdiki? | Open Subtitles | وكيف يعرفوا ان هناك رجل بالداخل يأس من أجل حريته | 
| Çok hasta olduğu için bana geldi. Bununla özgür kalabileceğini umuyordu. | Open Subtitles | وجائت لى،لانه مريض للغاية ويأمل أن يشترى حريته بها. | 
| Kuş gibi özgür. Canının istediği yere kimle istersen gidersin. | Open Subtitles | أنت كالطائر فى حريته أنت تذهب حيثما تريد وبصحبة من تشاء | 
| Beş yarış kazanan herkes özgürlüğüne kavuşacak. | Open Subtitles | و إن انتصر السجين بخمس سباقات يحصل على حريته , دون الإهتمام لتهمه | 
| Bir an aile hayatı için can atan biriyken, birden değişip, özgürlük isteyen biri oluveriyor. | Open Subtitles | حياء العائلة التي يتوق اليها الآن يثور عليها بعد لحظة طالبا حريته | 
| Altı ay tımarhanede kalır sonra ona normal deyip serbest bırakırlar. | Open Subtitles | لم يقضى يوما ً واحدا ً فى السجن إنه يستحق ذلك , لقد إستغل القانون و يستحق حريته | 
| Fiziksel ve dijital Özgürlüğünün sembolleri varır varmaz elinden alınmıştı. | TED | أخذت منه رموز حريته البدنية والرقمية حال وصوله سوريا. |