| - Bugünü ve, geçmişi düşündüğünde, o kimseye yardım etmezdi fakat o hissederdi... , bütün öğrencilerin, yalnız ve üzgün olduğunu,... | Open Subtitles | واليوم عندما ينظر الى الوراء لا يمكنه المساعدة لكنه يظن ان جميع طلابه يجب ان يكونوا حزينون ووحيدون مثله تماماً |
| Müşterilerimiz üzgün çocuk görmek istemez. | Open Subtitles | زبائننا لا يحبون التفكير في أن أطفالهم حزينون |
| Bugün, tüm Çinliler üzgün. Çünkü bir dost, ülkemizden ayrılıyor. | Open Subtitles | لا بد أن يكون جميع الصينيين حزينون لمغادرة صديق وفي بلادنا |
| Desiree Oaks'a olanlar için hepimiz üzgünüz. | Open Subtitles | نحن جداً حزينون على الذي حَدثَ إلى دزيري أوكس، |
| Güldüklerinde, mutlu; ağladıklarında, mutsuz. | TED | عندما يضحكون، إذن هم سعداء؛ عندما يبكون، إذن هم حزينون. |
| Aç ayı oynamaz bilirsiniz. Ailelerini kaybettikleri için de ayrıca çok üzgünler. | Open Subtitles | انهم ليسو متلهفين للعمل حزينون لفقدان عوائلهم وأصدقائهم |
| Bakın, sırf yastayız diye, ahmak olmamız da gerekmiyor! | Open Subtitles | -والتر)، (والتر) ) فقط كوننا حزينون لا يجعلنا أغبياء |
| Eğer çıplak değillerse, üzgün ve ölmek üzeredirler. | Open Subtitles | حسناً, إن لم يكونوا عراة فإنهم حزينون ويحتضرون.. |
| Bu dünyanın en mutlu insanları olan sombrerosların... neden üzgün olduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر لما هناك العديد من الناس المرتدين القبعة المكسيكية حزينون والتي من المُفترض أنها أسعد قبعة في العالم |
| Mutluyken bile sanki bilmiyorum, üzgün gibiyiz. | Open Subtitles | حتى عندما نكون سعداء الأمر يشبه لا اعرف حزينون فقط |
| Her zaman üzgün olmamalısın muhtemelen şimdiye kadar öldüğümüzü düşünüyorlardır ama biz ölmedik. | Open Subtitles | لعدم كوننا حزينون طول الوقت؟ . ربما يعتقدون بأننا موَتى |
| Ama biraz daha yakınlaşıp içeri baktığında kavga eden, yalnız ve üzgün bir sürü insan görürsünüz. | Open Subtitles | ولكن ان نظرت عن قرب و حدقت داخلها لابد وان يترى اُناس تتعارك و حزينون او يشعرون بالتعاسة |
| Çok üzgün olduğumuzu anlayacaklardır. Teşekkürler. | Open Subtitles | سوف يتـفهمون بـأنــنا حـقاً حزينون , الشكر لك |
| İnsanlar üzgün ve tekrar mutlu olmak istiyorlar. | Open Subtitles | والأشخاص حزينون ويودون بشعور الفرحة مرة أخرى |
| Çok üzgün ya da korkak olduğumuz için yapamayacağımızı düşündüğümüz her şey. | Open Subtitles | كل شيء ظنّنا بأننا لا نستطيع فعله لأننا كنا حزينون للغاية أو خائفون للغاية |
| Pasta okulu kapandığı için üzgünüz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. | Open Subtitles | جميعنا حزينون أنّ مدرسة المعجّنات اُغلقت، ولا نعرف ماذا نفعل. |
| Jim, oğlunua olanlardan dolayı çok üzgünüz. | Open Subtitles | جيم", إننا حزينون جداً لتلك الأنباء التي سمعناها حول ابنك |
| Evet, Jack'in burada olmadığı için üzgünüz. | Open Subtitles | أجل، نحن حزينون لان جاك ليس هنا |
| Sonsuza kadar mutsuz olsak da, duygularımızı yutacağız. | Open Subtitles | نبتلع مشاعرنا، حتى إذا أصبحنا حزينون إلى الأبد. |
| Üstüne çamur atılan kampçılar mutsuz olur. | Open Subtitles | يمكنني.. أنظر، إسقاط الوحل على الناس يجعلهم حزينون. |
| Artık Yahudiler gittiği için memnunlar mı, yoksa üzgünler mi? | Open Subtitles | هل هم حزينون أم سعداء برحيل اليهود؟ |
| üzgünler. Hiç büyükbabaları olmadı. | Open Subtitles | إنهم حزينون لأنهم لم يحظوا أبداً بجَدُّ |
| Sırf yastayız diye aptal olmamız gerekmez. | Open Subtitles | -والتر)، (والتر) ) فقط كوننا حزينون لا يجعلنا أغبياء |