| Michael, neden tüm düşüncen... eski işini geri almak hakkında oluyor? | Open Subtitles | مايكل لماذا كل شي تعمله يدور حول حصولك على عملك القديم |
| Beni polise yalan söylemeye zorladın ve ilk endişen ilaç bağlantısını güvene almak. | Open Subtitles | أول شئ تفكر به هو تأمين حصولك على المخدرات |
| Ayrıca bana yardım edersen, en çok istediğin şeyi elde etmeni sağlayabilirim. | Open Subtitles | بجانب، لو ساعدتني، سأعمل على حصولك على الشيئ الوحيد الذي ترغبه بشدة |
| Ben sadece senin istediğini almanı ve bu insanların yaşamalarını istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أضمن حصولك على ماتريد وأن يظل هؤلاء الناس أحياء |
| Onur madalyası almadan çok önce sen benim kahramanımdın. | Open Subtitles | كنت بطلي قبل وقت طويل من حصولك على وسام الشرف. |
| Bütün bilgiye sahip olduğunu düşünmek tüm cevapları bildiğini düşünmek kadar kolay. | Open Subtitles | سهل أن تعتقد أن حصولك على كل المعلومات يعادل حصولك على الأجوبة |
| Umarım başındaki yaranın ne kadar stil sahibi olduğunu söylediğimde kötü olduğumu düşünmezsin. | Open Subtitles | أتمنى ألا تعتقد أني شرير بسبب سؤالي عن كيفية حصولك على هذا الجرح |
| Terfiyi elimden aldığın için sana kızgındım. | Open Subtitles | كنت غيورا حول حصولك على الترقية بدلا عني. |
| Son sempati kartınızı aldıktan ya da son sıcak yemeğinizden çok sonra. | TED | بعد فترة طويلة من حصولك على آخر بطاقة تعاطف أو آخر طبق ساخن. |
| Eline geçer geçmez beni bilgilendir. | Open Subtitles | بمجرد حصولك على الذخيره يجب ان تعلمني |
| Beni polise yalan söylemeye zorladın ve ilk endişen ilaç bağlantısını güvene almak. | Open Subtitles | إليك طريقة أخرى لتوضيح الأمر بعدما جعلتني أضطر للكذب على الشرطة أول شئ تفكر به هو تأمين حصولك على المخدرات |
| Bu hastayı kurtarabiliriz ama senin tek umursadığın cevabını almak. | Open Subtitles | يمكننا إنقاذ هذه المريضة لكنّ كلّ ما يهمّك هو حصولك على الإجابة |
| İşi almak başka şeydir. Yapmak başka. | Open Subtitles | حصولك على عمل شأن، و إنجازكِ له شأنٌ آخر. |
| İstediğiniz şeyi nasıl elde edebileceğiniz üzerine konuşacağız. | TED | لذلك سنتحدث عن كيفية حصولك على ما تريده. |
| Ve dürüst olmak gerekirse, istediğiniz elde etmek basit. | TED | وبصراحة، يعتبر حصولك على ما تريده أمرا بسيطا. |
| Her zaman istediğini elde etmek seni tatminsiz ve mutsuz yapar. | Open Subtitles | ألا تفهم؟ حصولك على كل ما تريده سيجعلك لعوب ولا يعتمد عليك |
| Bak, yayımlandığı zaman imzalı bir kopyasını almanı sağlayacağım. | Open Subtitles | اسمع ، سأتأكد من حصولك على نسخة موقعة عندما ينشر الكتاب |
| Onu boşuyorsun ve sana yarısını veriyor ama evlilik sözleşmen sana dörtte üçünü almanı söylüyor. | Open Subtitles | تطلقينه و يعطيك النصف و لكن اتفاق ما قبل الزواج ينص على حصولك على ثلاثة ارباع |
| Davanın devam etmesini sağlayacak, benim almanı engellediğim şey var. | Open Subtitles | ما تحتاجه لإبقاء القضية وأنا أوقفت حصولك عليه |
| Biriyle bu kadar uzun süre uğraşırsan istediklerini almadan kalbi pes edecektir. | Open Subtitles | انت تعبث مع شخص ما كل هذا الوقت سوف يتوقف قلبة قبل حصولك على ما تريدين |
| - Belki iyi bir işe sahip olmanı haklı çıkarmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | كل هذه السنين لتبرر حصولك على وظيفة جيدة |
| Çocuk sahibi olamamanızın sorumlusu olmaya katlanamam. | Open Subtitles | لا يمكنني تحمل مسؤولية عن عدم حصولك على أطفال. |
| İşi aldığın için mi yoksa almak için yaptıkların için mi özgünsün? | Open Subtitles | حصولك على الوظيفة أن أًَسفُكِ حول : ما قمت بفعله للحصول على الوظيفة ؟ |
| Peder Moore, başpiskoposun onayını aldıktan sonra şeytan çıkarma ayinini ne zaman yaptınız? | Open Subtitles | أب مور، بعد حصولك على ترخيص بمزاولة الطقوس متى بدأت بطرد الأرواح؟ |
| İzinler konusunda beni de bilgilendir. | Open Subtitles | أعرضي علي الموافقات عند حصولك عليها |