"حفرت" - Translation from Arabic to Turkish

• kazdım
• kazdın
• kazdı
• içine
• kazıp
• Kazdığım
• kazdığımda
• kazıyorsun

Çukurlar kazdım. X-Işını görüşümü kullandım. Ama sanki ortadan kayboldu.
حفرت حفراً وأستخدمت بصري الخارق ولكن كأنها قد أختفت

Geçen sene iki haftalık tatilimde ne yaptım biliyor musun? Annemin evine yeni bir lağım çukuru kazdım. Ve ondan para aldım.
حفرت خزان صرف صحي جديد في منزل أمي وجعلتها تدفع لي

Aşağılayıcı şakalarla kendime büyük bir çukur kazdım zaten.
لقد حفرت حفرة كبيرة لنفسي بتلك النكت المهينة صباحا

Adamdan yardım istediğin an onun çukurunu kazdın, şimdi bunu telafi etmelisin.
أنت حفرت مقبرته حينما طلبت منه مساعدتك الآن عليك أن تقوم بردمها

Burayı, paranın burada olduğunu sana söyledikten sonra kazdın.
حفرت هذه الحفر بعد أن أخبرتك بأن المال مخبأ هنا

Dişi, kendisi için küçük bir oda ve bunun altına da içini bir köpükle doldurduğu ikinci bir oda kazdı.
الأنثـى قد حفرت غرفه صغيره لها وتحت هذه الغرفه حفرت أيضاً واحده آخرى والتى ملأتها برغوه زبديه

-Dostum, kendime sanki 7 metre derinlikte bir çukur kazdım.
يا رجل، حفرت حفرةً بعمق 20 قدماً، تقريباً

Bir süre önce seni kendi ellerimle topraktan kazdım.
منذ وقت ليس ببعيد، حفرت أخرجتك من الأرض بيدي

O ihtiyar piç için yeni temeller kazdım ama tek kuruş almadım.
لقد حفرت أساسات جديدة لهذا العجوز اللعين ولم أحصل علي قرشاً

Kaliforniya'da ve Avustralya'da da kazdım. Kısacası tüm dünyada.
"حفرت فى "كاليفورنيـا" و "أستراليــا وكل أنحاء العالم تقريباً

19 yıl önce o mezarları kendi ellerimle kazdım.
منذ 19 عاما حفرت تلك القبور بيدي

Hepsi bu değil! Derine kadar kazdım.Damla yok!
على الإطلاق لقد حفرت ولم أجد قطرة واحدة

Bu siyah demir parçası için kendi babanın istirahat yerini mi kazdın?
من اجل قطعة الحديد الاسود انت حفرت مكان راحة ابيك الابدية

Az önce kendi mezarını kazdın. Görürsün.
لقد حفرت قبرك لتوك

Danny, 17 tünel kazdın. 17'den de fazla.
دانى" لقد حفرت 17 نفق" أكثر من 17 نفق

17 tünel kazdın. 17'den çok tünel kazdın.
دانى" لقد حفرت 17 نفق" أكثر من 17 نفق

Sikmek için yere çukur kazdı.
ذهب هو و حفرت حفرة في الأرض ليمارس الجنس .

Onu kafamın içine keseceksin, o Dünya'nın önce gelmesi lazım.
لقد حفرت في رأسي، أن الأرض يجب أن تأتي أولا

Cesedi kazıp çıkardın çünkü fidanlığın yeni sahiplerinin onu bulmasından korktun.
لقد حفرت و حركت الجثه لأنك خفت أن المالكين الجدد للحضانه يكشفونها

Çin'de Kral'ın mezarını Kazdığım zaman, kanalizasyon patladı ve ben neredeyse ölüyordum.
عندما حفرت قبر الملك في الصين, المجارير السفلية انفجرت و كدت اموت.

Tümseği kazdığımda, yığınla ayna ve kılıç buldum.
عندما حفرت ، وجدت مجموعة سيوف و مرايا

Erkeklerin hayatında içine gömüleceğin çukurlar kazıyorsun.
لقد حفرت حفرة في حياة رجل لا تتوقعي الا تدفني فيها