| Yıllar önce bazı mahkûmlar kaçmak için orayı kazdılar. | Open Subtitles | منذ سنوات بعض السجناء حفروا طريقم للخروج |
| Tam altındalar. Bir tünel kazdılar. | Open Subtitles | أنهم تحتك يا "بوب" لقد حفروا نفق |
| Dağın içine doğru kazıp bir ordunun içinden geçebileceği bir delik açmışlar. | Open Subtitles | لقد حفروا سبيلاً خلال الجبل، وجعلوه كبيراً بما يكفي ليلائم عبور جيشٍ. |
| Oradan 100 metre kadar gidip bankanın temeline ulaşmak için üç metre toprak kazmışlar. | Open Subtitles | لقد تبعوا هذا على مدى الـ١٠٠ ياردةٍ ومن ثم حفروا ما يقاربُ الـ٨ أقدامٍ من التربةِ حتى يصلوا إلى أساسِ البنكْـ |
| Eğer düşmanın özel askerlerin onlarca Siperlerine kazdık başarıyla ve kendilerini gizlemek olabilir Ve ben sadece indi | Open Subtitles | لو قام العشرات من قوات العدو و حفروا اماكن لانفسهم و اخفوا انفسهم بنجاح, و انا سقطت فجاءة |
| Kurucularimiz Mayflower ile gelip Stratton Oakmont ismini boktan kayaya tirnaklariyla kazimislardi. | Open Subtitles | "حتى أن مؤسسيها أبحروا إلى "ميفلور و حفروا اسم ستراتون أكمونت على الصخر |
| Aptallar kendi mezarlarını kazdılar. | Open Subtitles | تباً للحمقى لقد حفروا قبورهم |
| Aptallar kendi mezarlarını kazdılar. | Open Subtitles | تباً للحمقى لقد حفروا قبورهم |
| Eminim ki tünel kazdılar. | Open Subtitles | متأكٍد من أنهم حفروا نفق |
| Yandan tünel kazdılar. | Open Subtitles | لقَد حفروا نفقاً من الجانِب. |
| Önce büyük miktarda kar kazdılar. | Open Subtitles | لقد حفروا كمية كبيرة من الثلج |
| Kameraların görmediği bir noktaya delik açmışlar. | Open Subtitles | لقد حفروا الحفره فى المكان التى لا تصل اليه الكاميرات |
| Dağın içinden kazarak gitmişler ve içinden bir ordunun geçeceği kadar büyük bir delik açmışlar. | Open Subtitles | لقد حفروا سبيلاً خلال الجبل، وجعلوه كبيراً بما يكفي ليلائم عبور جيشٍ. |
| - Görünüşe bakılırsa içeri girmiş, güvenlik kamerasını eritmiş ve sonra duvarda kocaman bir delik açmışlar. | Open Subtitles | -يبدو أنهم إقتحموا المكان، وحرقوا آلة التصوير ثم حفروا فتحة هائلة في الحائط |
| Geçtiğimiz gün mezarları kazıp her birinin üzerini muşambayla örtmüşlerdi. | Open Subtitles | لقد حفروا القبور فى الليلة السابقة قبل أن يضعوا الحجر على كل شخص |
| Geceleri burada gizlenen insanlar oluyor benim arazimde çukur kazıp duruyorlar. | Open Subtitles | بسبب الناس الذي كانوا يتربّصون في الليل، لقد حفروا حفراً في أرضي هناك. |
| Evet, tüm bu tepenin her yerini kazmışlar... | Open Subtitles | أجل, لقد حفروا أنفاقاً أسفل هذه التلة |
| İki bin yılı aşkın süre boyunca yerliler, dağlardan gelen suyu çölün altından geçirmek için 3 bin km. uzunluğunda bu dev tünelleri kazmışlar. | Open Subtitles | أكثر من ألفيتين مضت، الناس المحليّون حفروا أكثر من 3,000 كيلومتر لهذه القنوات تحت الصحراء، يجري الماء من الجبال البعيدة. |
| - Çimentoyu kazdık... | Open Subtitles | - وعندما حفروا في الإسمنت |
| Kurucularimiz Mayflower ile gelip Stratton Oakmont ismini boktan kayaya tirnaklariyla kazimislardi. | Open Subtitles | "حتى أن مؤسسيها أبحروا إلى "ميفلور و حفروا اسم ستراتون أكمونت على الصخر |
| Osmanlı lağımcıları, kalenin temellerinde 50 küsür tünel kazarak mayınlama yaptılar. | Open Subtitles | المستوطنون العثمانيون حفروا سلسلة من خمسون نفقا بالقرب من مركز الحصن لتلغيم منشئاتها |
| Pleksiplasa buraya delik açtılar | Open Subtitles | حفروا فتحة هنا في زجاج السيارة البلاستيكي |