| Bir daha akşam yemeği partisi vermekten bahsetme bana. | Open Subtitles | الترجمة العربية بواسطة مينـــــا شنــــــودة انت لن تكلمنى عن حفلة عشاء مرة اخرى |
| Ve diyelim ki France's Loire Valley'in yemek çeşitleriyle ve şaraplarıyla bir akşam yemeği partisi vermek istedik. | Open Subtitles | ولنقل أننا نريد أن نقيم حفلة عشاء وسنذهب لاستكشاف الطعام والنبيذ في مطعم فرنسي راقي |
| 6 kişilik bir yemek. | Open Subtitles | لماذا أنها حفلة عشاء لستة أشخاص خمس قطع لحوم |
| İyi bir akşam yemeği vermek istiyorsanız uyulması gereken bazı kurallar vardır. | Open Subtitles | .. إن أردت أن تقيم حفلة عشاء ناجحة فثمّة قواعد يجب إتباعها |
| Ve Hannibal Lecter bir yemek partisi veriyor. | Open Subtitles | و هانيبال ليكتر يلقي حفلة عشاء |
| Doğu Yakasında sahte-lezbiyen bir çift, sağ- kanat Cumhuriyetçilerle bir akşam yemeğine katıldı. | Open Subtitles | ذهب إثنتان من الشواذ لحضور حفلة عشاء لمؤيدين الحزب الوطني |
| Bir açık, mehtaplı gecede, ...Wisteria Lane'de bir akşam yemeği partisi vardı. | Open Subtitles | في لية, صافية مضاءة بالقمر كان هناك حفلة عشاء في ويستريالين |
| Bir açık, mehtaplı gecede, ...Wisteria Lane'de bir akşam yemeği partisi vardı. | Open Subtitles | في لية, صافية مضاءة بالقمر كان هناك حفلة عشاء في ويستريالين |
| Salak bir akşam yemeği partisi verdiğinizi sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت انكم تنظمون حفلة عشاء سيئة |
| "akşam yemeği partisi 76." adlı klasöre ulaş. | Open Subtitles | " إيرك " أوجد الملف الذي باس " حفلة عشاء 76 " |
| Kız getirmeyi unutmayın. Düzgün bir yemek olmasını istiyorum. | Open Subtitles | ولا تنسوا أن تصطحبوا معكم فتاة أود أن تكون حفلة عشاء معتبرة |
| Lüks bir yatta 25 kişilik zarif bir yemek daveti verdik. | Open Subtitles | حسنا لقد أقمنا حفلة عشاء راقية على يخت فاخر لـ 25 شخصا تقريبا |
| Arkadaşının bir yemek düzenlediğini ve gelmem gerektiğini söyledin. | Open Subtitles | من خلال بريدك الالكتروني أنت قلت ان صديقك لديه حفلة عشاء ويجدر بك القدوم تاي |
| Yaptıkları en ilginç şey yılda bir akşam yemeği daveti verip birbirlerinin sırtına vurup film yıldızlarıyla fink atmak. | Open Subtitles | والشيء الوحيد المثير الذي يفعلونه هو إقامة حفلة عشاء كبيرة مرة في العام. حيث يربتون على ظهور بعضهم البعض |
| Cuma günü oyundaki kızlarla benim evimde bir akşam yemeği veriyoruz. | Open Subtitles | ففتيات المسرحية سوف سوف يقمن حفلة عشاء في منزلي يوم الجمعة.. |
| Ölüme giden en feci yollardan biri olsa gerek sınırlı sayıda davetlinin katıldığı bir akşam yemeği vermişti | TED | وهي من أكثر طرق الموت التي نتخيلها فظاعة، و قد تمت دعوة القليلون منا إلى حفلة عشاء. |
| Ve Hannibal Lecter bir yemek partisi veriyor. | Open Subtitles | و هانيبال ليكتر يلقي حفلة عشاء |
| The Ansleys'lerin yemek partisi var. | Open Subtitles | حفلة عشاء آل انسلينس |
| Evet, üzgünüm. bir akşam yemeğine davetliyiz. | Open Subtitles | ... نعم , أنا أسف , أنا لديّ . نحن ذاهبون من أجل حفلة عشاء |
| Özür dilerim, ama bir akşam yemeğinde nasıl olabileceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | لا ادري ماذا كنت سافعل ان كنت في حفلة عشاء |
| Her neyse Toni, Montecito'da kiraladığı evde bir parti veriyor. | Open Subtitles | وباي حال ستقيم توني حفلة عشاء صغيرة في المنزل الذي استئجرته في مونتيستو |
| Bu yüzden bu gece... büyük bir parti veriyoruz. Muhteşem olacak. | Open Subtitles | لذا سنقيم حفلة عشاء كبيرة الليلة، سيكون الأمر رائعاً |