| Bu 102 yaşındaki kadının ikigai'si, torununun torununun torunu idi. | TED | بالنسبة لهذه المرأه المسنه ذات 102 , ايكيجايا خاصتها ببساطه كانت حفيدة حفيدة حفيدة حفيدتها |
| - Alman subayın torunu. - Memnun oldum. | Open Subtitles | ـ هي حفيدة الضابطُ الألماني ـ ذلك شرف لي |
| Ateş topunu bilemeyeceğim ama torunu olduğum doğru. | Open Subtitles | انا لا اعرف شيء عن موضوع الحماسة لكنني حفيدة بالفعل |
| Benim torunum olabilirsin, bu yalnızca uzunca bir zaman korunmana yarayacaktır. | Open Subtitles | قد تكون حفيدة بلدي ، ولكن ذلك فقط حمايتك لفترة طويلة. |
| yinede, nezaman sende annenin kucagina saglikli bir erkek torun vereceksin ? | Open Subtitles | ليس حفيد بل حفيدة هل تعنى انها فتاة وليست صبى؟ |
| Efendim, torunu öpmemen gerekiyor, veya torunun götünü böyle sıkmamalısın, efendim. | Open Subtitles | سيدي الرئيس ، يجب أن لا يكون حفيدة تقبيل الخاص بك ، حفيدة الصفع الخاص بك الحمار من هذا القبيل ، سيدي. |
| torununun torununun torununu kucağında tutmanın nasıl bir his olduğunu sordum ona. | TED | وسألتها ماذا يشعرها هذا أن يكون لديها حفيدة حفيدة حفيدة حفيدة. |
| Lordun ve kralının torunuyum onun yetkisiyle sana bizi serbest bırakmanı emrediyorum! | Open Subtitles | حفيدة سيّدك وملكك، وآمرك باسمه أن تطلق سراحنا! |
| Ateş topunu bilemeyeceğim ama torunu olduğum doğru. | Open Subtitles | انا لا اعرف شيء عن موضوع الحماسة لكنني حفيدة بالفعل |
| Yazdığına göre, Paula Gray 1948'de doğmuş bu da demektir ki, Chaco'nun torunu olan bu kadın, 47 yaşında. | Open Subtitles | يتقول هنا أن بولا غراي ولدت في عام 1948 وهو ما يعني أن هذه المرأة حفيدة شاكو كانت 47 سنة |
| Eğer Eve almazsınız sürece bir torunu vardı Eğer. | Open Subtitles | إذا كان لديك حفيدة ، و هذا لن يتحقق حتى أعود للمنزل |
| Unutma o bir doktorun torunu Neden senin gibi bir aptal olsun? | Open Subtitles | إنسَ أمرها , فهذهِ حفيدة الدكتور. إذاً فلماذا ستهتمُ بِمُخادِع مثلك؟ |
| Evet, bunak hastamın torunu yüzünden. | Open Subtitles | ؟ نعم ، بسبب حفيدة مريضتي المصابة بمرض الخرف |
| Bazıları düşünüyorum da Thomas Whaley ın torunu mu diye, | Open Subtitles | هناك من يعتقد أن لانها حفيدة من ويلى توماس، |
| Önce erkek bir torunum olduğunu öğrendim, şimdi de kız torunum olduğunu. | Open Subtitles | فى الأول فوجئت بأن لدى حفيد, والان أكتشف أن لدى حفيدة أيضاً |
| torunum var bir tanem o benim, büyükannesini de çok seviyor. | Open Subtitles | لدىّ حفيدة هى حُبُّ حياتى, وهى تُحبُ جَدتها. |
| yarı melez anneanne ikinci nesil kız çocuğu ve üçüncü nesil torun. | Open Subtitles | الجـــدة مختلطــة إبنـــة ربع زنجيـّــة حفيدة ثـُـمــن زنجيـّــة |
| Bir yıl oldu. Çok tatlı bir torunun olmuş. | Open Subtitles | لقد مرت سنة فقط ، ولديكِ حفيدة جميلة |
| Clem Maragon gibi bir beyefendinin torununu bu çatı altında görmek bana acı veriyor. | Open Subtitles | يبليني قرحة لرؤية حفيدة رجل محترم مثل كليم مورجان تحت هذا السقف |
| Ne kadar genç ve belki de cahil olsam da ben babamın kızıyım kralın torunuyum ve kendi yolumu bulacağıma inanıyorum. | Open Subtitles | بالرغم من أنني يافعة, وربما جاهلة... أنا فتاة أبي... حفيدة ملك, |
| Persson'ın torunuydu. | Open Subtitles | إنها حفيدة حارس الحديقة .. |
| Windy Medya'nın sahibinin torunuymuş diye duydum. | Open Subtitles | سمعت أنها حفيدة مستثمر الشركة |
| Onları hiç tanımayacak olsan da Omoro ve Binta Kinte'nin torunusun. | Open Subtitles | ورغم أنكِ لن تعرفينهم أبداً، إلا أنكِ حفيدة (عمر) و(بينتا كنتي) |
| Büyük anne, harika bir torununuz var, biliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | -لا اريد التحدث اليك بعد الان -لديك حفيدة رائعة ايتها الجدة |
| Sen benim torunumsun, Lee Gyu Won! | Open Subtitles | أنتِ حفيدة عازف الموسيقى التقليدية لي دونغ جين، لي كيو ون |