| Bir an için torunun olduğunu zannettiğin.. ..çocuğun annesi olduğumu hatırlatabilir miyim? | Open Subtitles | هلا أذكرك بأنني أم ما اعتقدت أنه حفيدك لـ 3 ثواني ؟ |
| "Umarım, iyileşirsin, dede. Yakında görüşmek dileğimle. torunun Frank." | Open Subtitles | أمل أن تتعافى قريبا يا جدى مع حبى , حفيدك فرانك |
| torununuz bana avcı bir aileden geldiğini hiç söylemedi. | Open Subtitles | سبعة حفيدك لم يخبرني قط بأنه ينحدر من عائلة تجيد الصيد |
| Bunu yaparak tüm kasabayı, hatta kendi torununu da olacaklara mahkum ediyorsun. | Open Subtitles | إنْ فعلتَ هذا، ستحكم على البلدة بأسرها وحتّى على حفيدك بما سيحدث |
| torununun sağlığının anahtarı Tanrı'da olabilir, onu iyileştirmenin, ama anahtarı onun vücudunda tutuyor. | Open Subtitles | ربما يملكُ الرَب المُفتاح لصحة حفيدك ليشفيه لكنهُ يُبقي المُفتاح في داخِل الصبي |
| Telefonda 100 dolar demiştiniz. Polis karakolundaki dostum, torununuzun öldürüldüğünü söylemeden önceydi o. | Open Subtitles | كان ذلك قبل أن يخبرني صديقي بالشرطة بأنّ حفيدك قد قُتل |
| - Hayır! Büyük kız torunun erkek olmalıymış. | Open Subtitles | بنت حفيدك كان لزاماً عليها أن تلبس ملابس الرجال |
| Senin büyük kız torunun erkek olmalıymış ! | Open Subtitles | بنت حفيدك كان لزاماً عليها أن تلبس ملابس الرجال |
| torunun bir kız yüzünden Amerika'ya Gitmediği söyleyip durmak? | Open Subtitles | تمنّيت هذا بان حفيدك لا يذهب إلى أمريكا بسبب بنت? |
| Büyükanne, buraya sadece torunun için geldin, değil mi? | Open Subtitles | جدتي , أنتِ أتيتي إلى هنا بسبب حفيدك , صحيح؟ |
| Büyük büyük büyük torunun | Open Subtitles | أسلاف عائلتك , حفيد حفيد حفيدك مدمن مخدرات أحترق |
| Tabi ördüğün bebek ya kocanın aşk çocuğu ya da ilk torunun olabiliyorsa başka. | Open Subtitles | مالم تحيكي لطفل قد يكون ابن زوجك المحب أو حفيدك |
| torununuz birkaç adamıyla pazara alışverişe gitmiş. | Open Subtitles | اصطحب حفيدك بعض الرجال للمتاجرة في السوق |
| Bayan Sharpe, korkarız ki torununuz yanlış bir nedenden dolayı hükümetin kendisinin peşinde olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | سيدة شارب نحن نخشى أن حفيدك يظن أن الحكومة في أثره لأسباب خاطئة |
| Bu işi düzeltmek istiyoruz, ve şu anda hayatı söz konusu olan yalnızca sizin torununuz değil. | Open Subtitles | نحن نريد أن نصلح هذا وليست حياة حفيدك فقط في خطر |
| Bunu yaparak tüm kasabayı, hatta kendi torununu da olacaklara mahkum ediyorsun. | Open Subtitles | إنْ فعلتَ هذا، ستحكم على البلدة بأسرها وحتّى على حفيدك بما سيحدث |
| - Eğer hamileyse torununu taşıyan kadını kapının önünde soğukta mı bırakacaksın? | Open Subtitles | فهل ستترك المرأة التي تحمل حفيدك واقفة خارجاً في البرد؟ |
| Zamansal kurallara da bakarsak, sen ölürsen torununun varlığı da son bulur. | Open Subtitles | وبأخذ قوانين الميكانيكا الزمنية في عين الاعتبار، إن مُت، لن يوجد حفيدك. |
| Başında dikileceğin bir sonraki ceset torununun annesinin cesedi olacak. | Open Subtitles | الجثة التالية التي ستقفين امامها ستكون أم حفيدك |
| Polis karakolundaki dostum, torununuzun öldürüldüğünü söylemeden önceydi o. | Open Subtitles | كان ذلك قبل أن يخبرني صديقي بالشرطة بأنّ حفيدك قد قُتل |
| Eğer birisi torununa zarar verecek olursa, karşılık veremezsin değil mi? | Open Subtitles | حسناً, إن آذى أحدهم حفيدك فلن تستطيع فعل شيءٍ حيال ذلك, أليس كذلك؟ |
| Ne küçük dünya. Bütün öğleden sonra mı Torununla geçirdim. | Open Subtitles | ياله من عالم صغير لقد قضيت الظهيرة مع حفيدك |
| Ben Paw Paw değilim, ben senin torununum Maw Maw! | Open Subtitles | لستُ باو باو أن حفيدك يا ماو ماو |
| Gerçek mutsuzluk, yağ aldırma yaptırdıktan sonra torunundan bir geçmiş olsun kartı bile almamaktır. | Open Subtitles | البؤس الحقيقي هو أن تتعافى من عملية شفط الدهون ولا يرسل لك حفيدك برقية "بالشفاء العاجل" |
| Bayan Rosen, Torununuzu gördüğünüzde ona söyleyin tuhafiyeci olmasın. | Open Subtitles | سيدة روزون عندما ترين حفيدك قولى له ان يكون لعوبا اخبريه ان لا يصبح بائع سلع رجالية |
| Hayırdır Hüseyin Ağa? Senin torun pek okumaz ya bu kitapları. | Open Subtitles | حفيدك لن يقرأها على ما أعتقد |
| Torununuza babasından bir telefon ya da mektup geldi mi? | Open Subtitles | هل تلقى حفيدك أي اتصالات أو رسائل من والده حديثا؟ |