| Aşağıda torunu tütün tarlasını bir katırla sürüyor olurdu. | TED | وكان أمامنا حفيدها يحرث حقل من التبغ بواسطة بغل |
| Çok yaşlı. torunu evde yoksa kapıya gelmesi zaman alacaktır. | Open Subtitles | إنها طاعنة في السن، قد تتأخر قليلاً إن كان حفيدها غير موجود. |
| Biji ve torunu. Siz düğün için burada kalacak mısınız? | Open Subtitles | حسناً، بيجي و حفيدها سيبقون عندنا حتى موعد الزفاف |
| torununun cüzdanını masanın üzerine bıraktım kamerayı tekrar aldım ve evden çıktım. | Open Subtitles | وضعت محفظة حفيدها على الطاولة... 0 حملت الكاميرا و خرجت من هناك |
| Helen sabah ofisimi arayıp torununun kaybolduğunu söyledi. | Open Subtitles | إتصلت هيلين بمكتبي هذا الصباح وقالت لي بأن حفيدها كان مفقوداً |
| Shreveport, Louisiana'da yaşıyor. Oğlunun ve torunun eşliğinden zevk alarak. | Open Subtitles | لاتزال تعيش في شريفبورت لويزيانا وتستمتع بصحبة ابنها و حفيدها |
| Hayır öyle değil. Torununa benzediğimi söyledi. | Open Subtitles | ليس الأمر كذلك لكنها أخبرتني أنني أشبه حفيدها |
| Bir öncekinde, bir kadının tansiyonunu ölçerken, torunu, küçük parmaklarını kıçıma sokmaya çalıştı. | Open Subtitles | خلال آخر مرة كنت أقيس علامات المرأة الحيوية واستمر حفيدها يلمس مؤخرتي بأصابعه الصغيرة |
| Belki de torunu bir iblisi yoldan çıkardı diye gururlanır. | Open Subtitles | أجل , على الأغلب لكن ربما ستكون فخورة بأن حفيدها يصاحب شيطانة جذابة |
| 12 yaşındaki torunu Şikago'da bir arabadan açılan ateşte vefat etmiş. | Open Subtitles | قتل حفيدها البالغ من العمر 12 عاما في إطلاق ناري في شيكاغو |
| Şimdi ise çingeneler diyarından Lucille Bluth ve öksüz torunu. | Open Subtitles | و الآن من أرض الغجر (لوسيل بلوث) و حفيدها اليتيم |
| Doğumu, vaftizi... torunu, tüm hayatı. | Open Subtitles | ... الولادة والتعميد حياة حفيدها بأكملها |
| Belki de torunu veya benzer birşeydi? | Open Subtitles | ربما كان حفيدها , او شئ من هذا القبيل؟ |
| Liderleriyle torunu konuşmuş. | Open Subtitles | لقد قالت أن حفيدها تحدث إلى قائدهم |
| Demek istediğimi, kadın torunu olmadığımı biliyordu. | Open Subtitles | كانت تعلم أني لم أكن حفيدها |
| Bir keresinde yaşlı bi kadına söylendiğinde, torununun vatan haini olduğunu düşünmüştü. | Open Subtitles | اعتقد ان هنالك شخص يريد أن يخبر جدته,ان حفيدها لم يعد معنا, و انه غدى خائنا بنظرها |
| 80 yaşındaki bir kadavra üzerinde çalışıyordum ve o arada torununun pantolonunun önü kalktı. | Open Subtitles | لقد كنت أعمل على جثة ذات 80 عام و حفيدها صار منزعجاً |
| İlk torununun su çiçeği geçirmesi tüm törenlerden daha önemlidir. | Open Subtitles | الأوّل حفيدها حسناً، الماء بجدريّ اصيب رابحة ورقة سيكون للجوائز توزيع حفل أيّ في |
| Düşes ayrıca torunun kaybı için çok üzgün olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | الدوقة طلبت مني ان أخبرك أنها حزينة جداً لفقدانها حفيدها الحبيب |
| Torununa yakın olmak için taşındı. | Open Subtitles | لقد انتقلت الى هنا حتى تصبح بالقرب من حفيدها |
| Weiss torunlarının izini bulmayı başarmış. | Open Subtitles | يبدو أن فايس تمكنت من تتبع حفيدها. |
| Ve son zamanlara kadar torununu, hayatında yalnızca bir defa görmüş. | Open Subtitles | وحتي الآن قالت انها لم ترَ حفيدها سوي مرة واحدة فقط طيلة حياتها |