| 'Çünkü eğer anlatırsan, gelecek sefer sana gerçekten tecavüz ederim. | Open Subtitles | لأنّكِ لو فعلتِ ذلك سأقوم باغتصابكِ حقاً في المرة القادمة |
| Maddesel şeyler hakkında konuşmak konusunda gerçekten iyiyiz, ama duygular hakkında konuşmada gerçekten kötüyüz. | TED | نحن بارعون حقاً في الحديث عن الأمور المادية، ولكننا فاشلون للغاية في الحديث عن المشاعر. |
| Çoğumuz bunu gerçekten düşünmüyoruz çünkü neredeyse bir alışkanlık hâline gelmiş. | TED | معظمنا لا يفكر حقاً في ذلك، لأنه أمر فطريّ تقريباً. |
| Bu aslında, genel göreliliğin temelini oluşturan ve eninde sonunda bize evrenin şeklini gösterecek olan matematik alanı. | TED | وهذا في الواقع هو مجال الرياضيات الذي تعتمد عليه النظرية النسبية وهو حقاً في نهاية المطاف سيعلمّنا عن شكل الكون. |
| aslında, bu işin en heyecean verici yanı genç ressamların getirebileceği enerji ve heyecanı düşünmek. | TED | و الأكثر إثارة حقاً في هذا هو التفكير حول الطاقة والإثارة التي يمكن للفنانين الشباب جلبها. |
| Umarım, kendini beğenmiş biri gibi görünmem ama sanırım biz bu işte çok iyiyiz. - Haddinden fazla iyiyiz. | Open Subtitles | أتمنى ألا يبدو هذا غروراً أعتقد أننا جيدون حقاً في هذا الأمر |
| Ve bu bağlılık araçlarını işlettiğiniz zaman gerçekten de şeytanın ayrıntılarda olduğunu fark ediyorsunuz. | TED | وعند محاولة تنفيذ آلية الالتزام هذه ، كنت أدرك أن الصعوبة تكمن حقاً في التفاصيل. |
| Siz ve ben AN da gerçekten var olmanın ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. | TED | و انا و انت نعرف بالضبط ما يعنيه ليكون حاضرا حقاً في لحظة. |
| gerçekten konuda uzmanlar mı veya kendilerinin maddi bir çıkarı var mı? | TED | هل هم خبراء حقاً في هذا المجال أم لديهم مصلحة مكتسبة؟ |
| Bence kullanmamız gereken strateji, BU insanlara yönelik pazarlama yapmamaktır çünkü sizi görmezden gelmekte gerçekten çok başarılılar. | TED | أعتقد أن الإستراتيجية التي نرغب باستخدامها ليست للتسويق لأؤلئك الناس لأنهم جيدون حقاً في تجاهلك. |
| Gerçek her zaman imgeyi yaratan kişinin ellerinde ve neyin çıkarılacağı, neyin kalacağı gerçekten o kişiye bağlı. | TED | الحقيقة هي دائماً في يدي صانع الصورة الفعلي ويعود لنا النظر حقاً في ما يجري قطعه. |
| Bu gerçekten sorduğum sorulara bir takm daha eklenmesinı keşfetmek. | TED | هو حقاً في هذا الحس من إكتشاف أن لدي مجموعة جديدة من الأسئلة التي أود طرحها. |
| çalışırken gerçekten bulduğum şey Galapagos ’un nasıl değiştiğindeki farklılıktı ki bu farklılık aşırı varyasyonlar gösteriyordu | TED | ما اكتشفته هو أنني كنت أدرس الفرق حقاً في كيفية التغييرات في غالاباغوس والإختلافات الأكثر تطرفاً التي حدثت |
| Kızılderililer 450 yıl önce burada yaşamışlar mı gerçekten? | Open Subtitles | هل يعيش الهنود حقاً في هذا المكان منذ 450 عام ؟ |
| Mobilyalar gerçekten temizlikteler mi yoksa başka bir sebep mi var? | Open Subtitles | اخبريني , هل الأثاث حقاً في التنظيف أم أن هناك شيئاً اخر ؟ |
| Şey, benim... benim aklıma sadece bir kişi geliyor aslında. | Open Subtitles | حسناً.. يمكنني فقط أن أفكر حقاً في شخصاً واحد.. |
| Bu tür hikâyeler... aslında Herald'ın profiline uymuyor. | Open Subtitles | يا لها من قصة ليست حقاً في صحيفة الهيرالد أليس كذلك يا موسى |
| Yani "i" sanal sayıdır. aslında yoktur. | Open Subtitles | لذا انا مجرد مثال لا يمكن ان تجدوني حقاً في الارقام |
| Bu işte çok iyisin. | Open Subtitles | أنتَ جيّد حقاً في هذا |
| Bu işte çok iyiyim. | Open Subtitles | أنا جيد حقاً في هذا |
| Bu işte çok iyiyimdir. | Open Subtitles | أنا بارع حقاً في هذه الأمور |