"حقاً في" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerçekten
        
    • aslında
        
    • işte çok
        
    'Çünkü eğer anlatırsan, gelecek sefer sana gerçekten tecavüz ederim. Open Subtitles لأنّكِ لو فعلتِ ذلك سأقوم باغتصابكِ حقاً في المرة القادمة
    Maddesel şeyler hakkında konuşmak konusunda gerçekten iyiyiz, ama duygular hakkında konuşmada gerçekten kötüyüz. TED نحن بارعون حقاً في الحديث عن الأمور المادية، ولكننا فاشلون للغاية في الحديث عن المشاعر.
    Çoğumuz bunu gerçekten düşünmüyoruz çünkü neredeyse bir alışkanlık hâline gelmiş. TED معظمنا لا يفكر حقاً في ذلك، لأنه أمر فطريّ تقريباً.
    Bu aslında, genel göreliliğin temelini oluşturan ve eninde sonunda bize evrenin şeklini gösterecek olan matematik alanı. TED وهذا في الواقع هو مجال الرياضيات الذي تعتمد عليه النظرية النسبية وهو حقاً في نهاية المطاف سيعلمّنا عن شكل الكون.
    aslında, bu işin en heyecean verici yanı genç ressamların getirebileceği enerji ve heyecanı düşünmek. TED و الأكثر إثارة حقاً في هذا هو التفكير حول الطاقة والإثارة التي يمكن للفنانين الشباب جلبها.
    Umarım, kendini beğenmiş biri gibi görünmem ama sanırım biz bu işte çok iyiyiz. - Haddinden fazla iyiyiz. Open Subtitles أتمنى ألا يبدو هذا غروراً أعتقد أننا جيدون حقاً في هذا الأمر
    Ve bu bağlılık araçlarını işlettiğiniz zaman gerçekten de şeytanın ayrıntılarda olduğunu fark ediyorsunuz. TED وعند محاولة تنفيذ آلية الالتزام هذه ، كنت أدرك أن الصعوبة تكمن حقاً في التفاصيل.
    Siz ve ben AN da gerçekten var olmanın ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. TED و انا و انت نعرف بالضبط ما يعنيه ليكون حاضرا حقاً في لحظة.
    gerçekten konuda uzmanlar mı veya kendilerinin maddi bir çıkarı var mı? TED هل هم خبراء حقاً في هذا المجال أم لديهم مصلحة مكتسبة؟
    Bence kullanmamız gereken strateji, BU insanlara yönelik pazarlama yapmamaktır çünkü sizi görmezden gelmekte gerçekten çok başarılılar. TED أعتقد أن الإستراتيجية التي نرغب باستخدامها ليست للتسويق لأؤلئك الناس لأنهم جيدون حقاً في تجاهلك.
    Gerçek her zaman imgeyi yaratan kişinin ellerinde ve neyin çıkarılacağı, neyin kalacağı gerçekten o kişiye bağlı. TED الحقيقة هي دائماً في يدي صانع الصورة الفعلي ويعود لنا النظر حقاً في ما يجري قطعه.
    Bu gerçekten sorduğum sorulara bir takm daha eklenmesinı keşfetmek. TED هو حقاً في هذا الحس من إكتشاف أن لدي مجموعة جديدة من الأسئلة التي أود طرحها.
    çalışırken gerçekten bulduğum şey Galapagos ’un nasıl değiştiğindeki farklılıktı ki bu farklılık aşırı varyasyonlar gösteriyordu TED ما اكتشفته هو أنني كنت أدرس الفرق حقاً في كيفية التغييرات في غالاباغوس والإختلافات الأكثر تطرفاً التي حدثت
    Kızılderililer 450 yıl önce burada yaşamışlar mı gerçekten? Open Subtitles هل يعيش الهنود حقاً في هذا المكان منذ 450 عام ؟
    Mobilyalar gerçekten temizlikteler mi yoksa başka bir sebep mi var? Open Subtitles اخبريني , هل الأثاث حقاً في التنظيف أم أن هناك شيئاً اخر ؟
    Şey, benim... benim aklıma sadece bir kişi geliyor aslında. Open Subtitles حسناً.. يمكنني فقط أن أفكر حقاً في شخصاً واحد..
    Bu tür hikâyeler... aslında Herald'ın profiline uymuyor. Open Subtitles يا لها من قصة ليست حقاً في صحيفة الهيرالد أليس كذلك يا موسى
    Yani "i" sanal sayıdır. aslında yoktur. Open Subtitles لذا انا مجرد مثال لا يمكن ان تجدوني حقاً في الارقام
    Bu işte çok iyisin. Open Subtitles أنتَ جيّد حقاً في هذا
    Bu işte çok iyiyim. Open Subtitles أنا جيد حقاً في هذا
    Bu işte çok iyiyimdir. Open Subtitles أنا بارع حقاً في هذه الأمور

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more