| Arkadaşlarına yalan söylüyorsun çünkü gerçek sen onların ödünü patlatacak. | Open Subtitles | تقوم بالكذب على أصدقائك لأنهم إن علموا حقيقتك فإنهم سيرتعبون |
| gerçek yüzünü hiç göstermediğin için mi? Sebebi bu mu? | Open Subtitles | لأنك لم تدعيني أراك على حقيقتك أهذا هو السبب ؟ |
| Ruhunu o bebekten çıkarmalı ve gerçek kimliğini... ifşa ettiğin ilk insana aktarmalısın. | Open Subtitles | يجب نقل روحك من الدمية لجسد أول إنسان أخبرته حقيقتك |
| Gözlerimi kapadığımda, senin gerçekte ne olduğunu görüyorum, çirkin olduğunu! | Open Subtitles | عندما أغلق عيناي أراك على حقيقتك مجرد قبيحة انتهى أمرنا |
| Hakkındaki gerçeği öğrendiğimden beri kendime yüzlerce, binlerce soru sordum. | Open Subtitles | بما أنني عرفت حقيقتك سألت نفسي عدة أسئلة آلاف الأسئلة |
| Belki biraz daha sabretsem gerçekten kim olduğunu görebilirdim. | Open Subtitles | ربما لو تحليت بالمزيد من الصبر لرأيتك على حقيقتك |
| Çünkü sen busun işte, eğer hala bilmiyorsan öğren, orospu. | Open Subtitles | لان هذه حقيقتك إذا لم تعلمي حتى الآن ، أنت عاهره |
| O, gerçek sen değildin. | Open Subtitles | أنا أعرف أن هذه ليست طبيعتك وليست حقيقتك |
| Ve senin gerçek kimliğini öğrenmek istiyorsam... ailen... gerçek aile geçmişin... bu çok önemli. | Open Subtitles | وإن كنت أريد الوصول إلى حقيقتك إذاً، أعتقد أن تاريخ عائلتك تاريخ عائلتك الحقيقي |
| Ve senin gerçek kimliğini öğrenmek istiyorsam... ailen... gerçek aile geçmişin... bu çok önemli. | Open Subtitles | وإن كنت أريد الوصول إلى حقيقتك إذاً، أعتقد أن تاريخ عائلتك تاريخ عائلتك الحقيقي |
| Aşağı inelim ve konuklarını selamlayalım. Onlara "gerçek sen"i gösterelim. | Open Subtitles | لنذهب بأسفل ونرحّب بضيوفك وأُريهم حقيقتك |
| Şimdi aşağıya in ve misafirlerini karşıla. Onlara gerçek yüzünü göster. | Open Subtitles | لنذهب بأسفل ونرحّب بضيوفك وأُريهم حقيقتك |
| Bakalım senin gerçek yüzünü görebilecek miyiz? | Open Subtitles | دعونا نرى إذا كنا نستطيع أن نقابل حقيقتك |
| "gerçek gerçek" mi bu_BAR_yoksa senin gerçeğin mi? | Open Subtitles | هل هى الحقيقة الحقيقية ؟ ام انها حقيقتك انت |
| gerçekte kim olduğun hakkında yalan söylerken bu insanlara liderlik yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تكون قائد لهم، إن كنت تخفي عنهم حقيقتك |
| Ama kaçsaydın ve gerçekte kim olduğunu açıklasaydık bu yanlışları düzeltebilirdik. | Open Subtitles | إن كنت هربت وكشفنا حقيقتك كنا سنتمكن من تصحيح تلك الأخطاء |
| Bu herkes için yaptığım birşey değil. Hayır, çoğu kez insanların gerçekte senin kim olduğunu görmelerine de izin vermiyorsun. | Open Subtitles | لا، أنت غالباً لا تدع الناس يعرفون حقيقتك أيضاً |
| Daha fazla ilerlemiş olmadan, senin hakkındaki gerçeği öğrendiğime sevindim. | Open Subtitles | أنا مسرورة أنني اكتشفت حقيقتك قبل تعمقنا في علاقتنا أكثر |
| Tamam, gerçekten kim olduğunu ve nereden geldiğini keşfetmek için dışarıda yaşamaktan daha iyi bir yol yoktur. | Open Subtitles | السبيل الوحيد لمعرفة حقيقتك وقدرك هو العيش في الهواء الطلق |
| Sen de busun Kieren. Bundan kaçmak bir şeyi değiştirmeyecek. | Open Subtitles | هذه حقيقتك كرين والهرب منها لن يغير اي شيء |
| Çok yakında, insanlar aslında nasıl biri olduğunu anlayacaklar. | Open Subtitles | و يوماً ما قريباً سوف يراك الناس على حقيقتك |
| Görüyorsun işte, insanlardan önce senin gerçeğini ben ortaya çıkardım. | Open Subtitles | إنك رأيت، لقد قمت بـ كشف حقيقتك أمام الشعب بأسره |
| Belki de artık kim olduğundan kaçmaya son vermen gerekiyordur. | Open Subtitles | ربما يكون من الافضل ان تتوقفي عن الهرب من حقيقتك |
| gerçekleri bilmek yerine senin seri katil oldugunu düsünmesi onun iyiligine. | Open Subtitles | من الافضل أن تظن أنك قاتل متسلسل من أن تكتشف حقيقتك |