"حقيقتي" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerçek
        
    • olduğumu
        
    • gerçekte
        
    • olduğum
        
    • buyum
        
    • gerçeğim
        
    • asıl
        
    • Beni gerçekten
        
    • gerçeği
        
    • gerçeğimi
        
    Ve kendimi geri çektim gerçek halimi görmene izin vermek istemedim. Open Subtitles و هذا أخافني و تراجعت و لم أريدك أن ترى حقيقتي
    İlginç olan, adamın ölüsü, gerçek kimliğimin açığa çıkması konusunda dirisinden çok daha tehlikeli oldu. Open Subtitles من الغريب أن اُفكر أنهُ لربما سينجح بكشف حقيقتي بموتهِ أكثر من أن يفعل ذلك بحياتهِ
    İlk defa biri gerçek kişiliğimi görmüştü. Open Subtitles كان أول شخص يعرفني على حقيقتي حقيقتي التي لم يعرفها أحد غيري
    Sen gerçekten kim olduğumu görüp dokunamayan biri dahasın o kadar. Open Subtitles لست سوى رجل آخر يعرفني على حقيقتي ولا يستطيع مواجهة ذلك
    İnsanlar tarafından çevrelenmiştim çoğu arkadaşımdı ama hiçbiri gerçekte kim olduğumu bilmiyordu. Open Subtitles لقد كنت محاط بأشخاص الكثير منهم اصدقائي لكن لايوجد احد يعرف حقيقتي
    Beni olduğum gibi kabul eden bir annem, babam ve ailem var. TED لدي أم وأب وعائلة الذين تقبلوا حقيقتي كما أود أن أكون.
    Buraya ait olmadığımı, gerçek olmadığımı söyledi. Open Subtitles لقد قال بأنني لا أنتمي لقد قال بأنني لست علي حقيقتي
    Yalnızca sen Usc futbolu oynamak istemeyen adamı gerçek beni, seninle. Open Subtitles أنت الوحيدة التي تفهمين حقيقتي وأنا لا أريد أن أفوز ببعثة كرة القدم
    gerçek şu ki hayatta benim gerçeğimi kaldırabilecek kimse kalmadı. Open Subtitles "الحقيقة هي أنّه لم يبقَ أحد حيّ بوسعه تحمّل حقيقتي"
    İkincisi, gerçek beni tanıma vaktin geldi. Open Subtitles ثانيا, أعتقد أنه الوقت لمعرفة حقيقتي حسنا..
    Tüm hayatımı gerçek kimliğimi saklamak için harcadım. Open Subtitles إسمعي، قضيت حياتي بالكامل وأنا أحاول إخفاء حقيقتي
    Birinin beni gazete ve dergilerden değil de, gerçek hayattaki halimle tanıması şaşırtıcı. Open Subtitles كما تعرف، إنه منعش أن يراني شخص ما على حقيقتي ليس فقط نسخة الصحف الصفراء
    Sadece bazen korkuyorum, eğer bunu yaparsam... gerçek beni görürsün, yani senden önceki beni. Open Subtitles أأني أخاف في بعض الأحيان اني اذا فعلت شيء كهذا سوف تريني على حقيقتي, الرجل الذي كنته قبل أن أعرفك.
    Ona ne olduğumu söylemek zorundayım ve doğurmaması için ikna-- Open Subtitles يجب عليّ ان اخبرها حقيقتي واقنعها ان .. لا تقوم
    O yüzden bana kim olduğumu düşündüğünü söylemenin vakti geldi. Open Subtitles . مما يعني انه قد حان الوقت لتخبرني عن حقيقتي
    Eğer burada savaşacaksam, düşmanlarımın benim gerçekte ne olduğumu hemen anlamalarını istemem. Open Subtitles لو كنت أقاتل هنا لاأريدمن منافسيّ... أن يعرفوا حقيقتي بهذه السرعة ...
    Sana gerçekte kim olduğumu söylemedikçe bunu soramamak. Open Subtitles عالماً أنه لم يكن بإمكاني أن أسألك عن الأمر دون أن تعرف حقيقتي
    Beni olduğum gibi görebilen tek insan sensin bence. Open Subtitles أعتقد أنك الشخص الوحيد الذي يراني على حقيقتي
    Söylediğim her şey doğruydu, ben buyum, buna inanıyorum. Open Subtitles كل ما قلته صحيح، هذه حقيقتي و هذا ما أنا عليه
    Ben onu değiştirene kadar benim gerçeğim, korucuyu ailede iki yıl daha kalmaktı. Open Subtitles حقيقتي كانت سنتان زيادة في دار الرعاية حتى قمت بعمل شيء لتغيرها
    Bu olaydaki asıl trajedi ise hakkımdaki gerçeği hiç bilmeyen insanlar. Open Subtitles المأساة الحقيقيةة في كل هذا الناس لن يعرفوا أبداً حقيقتي
    Sanırım Beni gerçekten rahatsız eden şey senin ve diğerlerinin beni olduğumdan farklı biri olarak göreceğinizi bilmem. Open Subtitles اعتقد أن حقيقة ما يزعجني هو معرفة أنك والآخرين ستعتبرونني دائما أقل من حقيقتي.
    İnsanlar hakkımdaki gerçeği ve yapabildiklerimi bilse onu hemen yargılamazlar diye düşünüyordu. Open Subtitles إعتقدت أليشا أنه إن عرف الناس حقيقتي وقدراتي لن يتسرعوا بالحكم عليها
    Artık kendi gerçeğimi kendim için ve kendi kendime yaşayamazdım. TED لم أعد أستطيع عيش حقيقتي من أجل نفسي ولوحدي فقط.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more