"حقيقيَ" - Translation from Arabic to Turkish

• Gerçek
• Gerçekçi

Elena bazen acaba bu Gerçek mi diye kuşku duyuyordu.
تَسائلَ إلينا أحياناً إذا هو كَانَ حقيقيَ

Postacı Bey, buralıya düş değil, Gerçek lâzım.
هؤلاء الناسِ لَيسوا بِحاجةٍ إلى أحلامِ، يا ساعى البريد. يَحتاجونَ شيءَ حقيقيَ.

Şöminedeki kemiklere bakmalısın. Gerçek değil!
يَجِبُ أَنْ تَنْظرَ إلى العظامِ في الدفاية هذا ليس حقيقيَ

Gerçekçi ol.
بحفظهم حقيقيَ.

Gerçekçi olalım.
أصبحْ حقيقيَ.

Gerçek olamayacak kadar iyi bu adam.
هذا الرجلِ أيضاً جيد لِكي يَكُونَ حقيقيَ.

Baş parmağını kullandın, Gerçek bir doktorun asla yapmayacağı birşey.
إستعملتَ إبهامَكَ، شيء لا طبيبَ حقيقيَ أبداً يَعمَلُ.

Orada Gerçek kişilikler yok.
هم لَمْ يُحْصَلوا عليهم لا شخصَ حقيقيَ فوق في هناك.

Ve kalbim onların Gerçek olmadığını söylemeye dayanamadı.
وأنا ما كَانَ عِنْدي القلبُ لإخْبارك هو ما كَانَ حقيقيَ.

Bu şey herhalde Gerçek bile değildir.
هذا اللعنة من المحتمل لَيستْ حقيقيَ حتى.

Bu Gerçek değil, Jessica bu Gerçek değil.
انة ليست حقيقي جيسيكا. لَيسَت حقيقيَ.

Sen Gerçek değilsin, Gerçek değilsin!
أنت لَسْتَ حقيقيَ. أنت لَسْتَ حقيقيَ

Polisler, bu tehdidin Gerçek mi yoksa saçma bir şaka mı olduğunu... saptamaya çalışıyor.
الشرطة ما زالَو يحاولون احتواء الموضوع إذا، كان التهديد حقيقيَ...

Senin açından Gerçek değil, ve şu anda gerçeklik de senin görüşünü paylaşıyor.
هو لَيسَ حقيقيَ مِنْ وجهةِ نظركَ... والآن حقيقة يَشتركُ في وجهةِ نظركَ.

Belki de Maris'in Doktor Schenkman'a karşı duyguları Gerçek değildir.
لَرُبَّمَا مشاعر ماريس للدّكتورِ Schenkman لَيستْ حقيقيَ.

Ama çok Gerçek sadece bir anı gibi görünüyor.
لَكنَّه يَبْدو حقيقيَ جداً فقط لِكي يَكُونَ a ذاكرة.

Yani, Gerçek olmadığını biliyordum.
أَعْني، عَرفتُ ذلك لم يكن حقيقيَ

Gerçekmiş gibi hissetmiyorum. Bu Gerçek değil!
أنا لا أَبْدو حقيقية هذا لَيسَ حقيقيَ

Gerçekçi ol!
حقيقيَ!