| Hayır, ama ne ben hissedebiliyorum belki cazibe olduğunu Bu Richard adama sizin daha iyi kararlarını etkiliyor. | Open Subtitles | لا ، لكن ما أشعر به أن إنجذابكِ لهذا الرجل ريتشارد يؤثر على صحة حكمك |
| kararınız, Sovyet cezasının diriltici ve arındırıcı gürlemesi gibi duyulsun! | Open Subtitles | فليكن حكمك عليهم كرعد من العقاب السوفيتي الصاعق والمطهر |
| Burada kimsenin yeteneğinle ilgili bir şüphesi yok. Konu burada senin buna nasıl karar verdiğin. | Open Subtitles | لا أحد يشكك في موهبتك حكمك الأدبي هو موضوع السؤال. |
| Benimle ateşli ve mükemmel bir seks yapmak kararını etkileyebilir. | Open Subtitles | إقامة علاقة معي ستكون مثيرة وممتازة وقد تؤثر على حكمك |
| Ve davacıya ek olanak verilmiş olması nedeniyle, bu konudaki kararınızı şimdi vermenizi istiyoruz. | Open Subtitles | ويا سيادة القاضى، بما أنك سمحت للمدعى بعرض مناورته فنود أن نسمع حكمك فى هذه النقطة الآن |
| Geçmiş hayal kırıklığının kararlarını etkilemesine izin vermemelisin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتركي خيبة أمل ماضيك يؤثر في حكمك |
| Babanın katilini bulmadaki saplantın kararlarını etkiliyor. | Open Subtitles | لكن هذا الهوس بالكشف عن قاتل أبيك يؤثر على حكمك على الأمور |
| Diğer kurbanlarda da aynısı vardı, kararlarını etkiliyor. | Open Subtitles | لقد رأيت هذا في الضحايا الأخرين إنه يضعف من حكمك |
| kararınız bozulur, siz de düşüncesiz ve aceleci davranırsınız. | Open Subtitles | انها تضعف حكمك وتجعلك متهور م متسرع في قرارتك مثل تخلصك |
| Sadece Kralımız karar verebilir. kararınız nedir, efendimiz? | Open Subtitles | وحده الملك يعطي الحكم ماهو حكمك, سيدي؟ |
| On iki numaralı jüri üyesi, ...kararınız nedir? | Open Subtitles | المحلّف الثاني عشر ما هو حكمك ؟ |
| Doğru karar verme yeteneğinize ve ne kadar iyi dua ettiğinize göre değişir. | Open Subtitles | ذلك يعتمد علي مدي حكمك .. وعلي مدي تضرعك جيدا |
| Bu yüzden beni senin mantıklı karar vermene ve bu gereksiz dersi vermeye mecbur bıraktı. | Open Subtitles | لذلك وجدت نفسي مجبر على الإعتماد على حكمك الصائب و بدعم هذه |
| Haliyle bu konuda bir şey diyemem. Kendi kararını kendin vermelisin. | Open Subtitles | لذا ليس لديّ ما أقوله، استخدم حكمك الشخصيّ. |
| Afedersiniz Sayın Hâkim, nihai kararınızı vermeden önce doktora birkaç sorum olabilir. | Open Subtitles | عفواً , سيّدي القاضي , لديّ بعض الأسئلة للطبيب قبل أن تصدر حكمك النّهائي |
| Bir ila üç yıl ceza alırsın. | Open Subtitles | حسناً, جلسة حكمك مابين سنة إلى ثلاث سنوات |
| Ajan Mahone'a karşı vereceğin ifadeye karşılık hüküm süren 18 yıl değil 18 ay olacak. | Open Subtitles | شهادتك ضد الوكيل ماهون لتغيير مدة حكمك .بدلا من 18 سنة، ستصبح 18 شهر |
| Seçilmesine yardımcı oldu. Belki cezanı değiştirebilir. | Open Subtitles | ساعد في انتخابه ربما يستطيع أن يغير حكمك |
| Kendall'a kararına güvenilmeyeceğini söyledin sonra da şüphelenmesi için beni destekledin. | Open Subtitles | أخبرت كيندل حكمك ما كان مؤتمن وبعد ذلك إتّفق معني لتعزيز شكّه. |
| Bayan Cefalu'nun hakkettiği objektif yargı nedir? | Open Subtitles | ماهو حكمك الهادئ الموضوعي الذي يستحقه السيد سيفالو ؟ |
| Kişisel problemlerin, tarafsızlığını kaybetmene neden oluyor muhakemeni bulandırıyor. | Open Subtitles | المواضيع الشخصيّة تجعلك تخسرين موضوعيّتك, وتغيّم على حكمك. |
| Avrupa'daki Katolik Prenslerin çoğu sizi ve Protestan saltanatınızı yıkmanın çarelerini arıyor. | Open Subtitles | معظم امراء اوروبا الكثوليكيين يسعون لاسقاطك وينهوا حكمك البروتوستنتي وكل ما يوقفهم هو القناة |
| Ya benim altımı oymaya çalışıyorsun ya da terfiin muhakeme yeteneğini etkilemiş. | Open Subtitles | إما أنك تقلل تقديري شخصياَ أو تسرعك أثر على حكمك الأفضل |
| Benim hakkımda şimdiden bir hükme vardın aynı benim de senin hakkında hükme vardığım gibi. | Open Subtitles | لقد اصدرت حكمك عليّ مسبقًا كما قمت أنا أيضًا بإصدار حكمي عليك |
| Tek yapabileceğim cezanın ömürboyuna çevrilmesini tavsiye etmek olabilir. | Open Subtitles | و إقتراح تخفيض حكمك إلى السجن مدى الحياة |