| Sekiz yıldır Denny berberim olduğu için oldukça şanslıyım. | TED | كنت محظوطاً بما فيه الكفاية ليكون ديني حلاقي لمدة ثماني سنوات الأخيرة. |
| O berberim Norman Lee. Fikri bana o verdi. | Open Subtitles | هذا حلاقي نورمان لي لقد اعطاني هذه الفكرة |
| Bu adamla ne yapacağız? berberim...vurulmalı! | Open Subtitles | مالذي سأفعله مع هذا الشخص حلاقي |
| Gerçek Chicago berberi bile değil onlar. | Open Subtitles | هم لَيسوا حلاقي شيكاغو حقيقيون حتى. |
| Ona saç kesiminin tam olarak berberime tarif etmeye çalıştığımın aynısı olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أن قصة شعره تشبه كثيرا تلك التي احاول وصفها الى حلاقي |
| Bu adamla ne yapacağız? berberim...vurulmalı! | Open Subtitles | مالذي سأفعله مع هذا الشخص حلاقي |
| berberim bile değil. Annem yaptı. | Open Subtitles | لم يفعلها حلاقي المعتاد، أمي فعلتها |
| - Evet, öyle. Son berberim kendini astı. | Open Subtitles | أجل لدي ذلك, حلاقي الأخير شنق نفسه |
| Kendi berberim yeterince iyi kesiyor, teşekkürler. | Open Subtitles | احصل على مظهري هذا من حلاقي الحالي |
| berberim kahrolası bir salona taşınıyor. Tamam. | Open Subtitles | حلاقي انتقل الى صالون لعين |
| - Benim kendi berberim var. | Open Subtitles | -لدي حلاقي الخاص |
| Ben sadece... ben... kedi, berberim... | Open Subtitles | أنا فقط... ... القط، حلاقي... |
| Boş versene, onun yerine berberi kullanacağız. | Open Subtitles | إنسِ الأمر, هناك حلاقي |
| Eğer istiyorsan berberime gidip biraz röfle atmasını söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني الذهاب إلى حلاقي وأجعله يغيّر لون شعري إن أردت. |
| berberime güveniyorum. | Open Subtitles | أثق في حلاقي . هل أنت محاميه ؟ |