| O Dazlaklar güvenli eve götümü kesmeye gelmişlerdi. | Open Subtitles | أولائك حليقي الرؤوس كانوا سيحرقون مؤخرتي هناك في المخبأ. |
| Latin Müritleri ve Dazlaklar ittifakı. | Open Subtitles | تحالف حليقي الرؤوس مع التابعين اللآتينيين. |
| Ne zamandan beri tüm Dazlaklar aniden nonoş oldular? | Open Subtitles | متى بالضبط أصبح فجأة كل حليقي الرؤوس لوطيين؟ |
| Irkçılığı ve inşasına destek olduğum beyaz ırkın üstünlüğünü savunan Amerikan dazlak hareketini bırakarak şiddet içeren aşırılıktan uzak yolculuğum başlayalı 22 yıl oldu. | TED | رحلتي في البعد عن التطرف العنيف بدأت قبل 22 عامًا، عندما استنكرت العنصرية وتركت حركة حليقي الرؤوس البيضاء الأمريكية التي قد ساهمت في بنائها. |
| Yani, gösteri verdi ve dazlak haydut bazı izin gevşek ve komaya kaykaycılar biri yendi. | Open Subtitles | لذا , العرض بدأ و بعضاً من البلطجية حليقي الرؤوس فقدوا اعصابهم و قاموا بضرب احدا المتزلجين حتى دخل بغيبوبة |
| Kimse onların kel olduğuna bilmiyordur. | Open Subtitles | لم يكن أحد يعرف إنهم كانوا حليقي الرؤوس. |
| Birileri anneni Midland'ta dazlağın biriyle görmüş. | Open Subtitles | رأى شخص ما أمك بالخارج مع حليقي الرؤوس في ميدلاند |
| Dün geceden haberim var evet, dazlaklara birazdan geleceğim. | Open Subtitles | أعلم عن البارحة, سأكلمك عن حليقي الرؤوس بعد دقيقة. |
| Kaçınılmaz bir gerçek var ki, tüm Dazlaklar bir gün ibneleşir. | Open Subtitles | متى بالضبط أصبح فجأة كل حليقي الرؤوس لوطيين؟ |
| Dazlaklar da öyle. | Open Subtitles | وكذلك حليقي الرؤوس |
| Richards ailesi Dazlaklar tarafından hedef alındı. | Open Subtitles | "عائلة (ريتشارد) تمت مهاجمتها من قبل "حليقي الرؤوس |
| Mark beni lisedeyken Dazlaklar ekibine aldı. | Open Subtitles | أجل، (مارك) جندني خارج المدرسة الثانوية "الآن هو كان من "حليقي الرؤوس |
| Ederim ama Chad tarafından değil bütün Dazlaklar tarafından ömür boyu işaretlendim. | Open Subtitles | انظر، أنا أفعل ذلك، فأنا مطلوب (ليس فقط من قبل (تشاد ولكن من قبل أي من "حليقي الرؤوس" بالخارج |
| Dazlaklar. | Open Subtitles | حليقي الرؤوس. |
| Dazlaklar. | Open Subtitles | حليقي الرؤوس. |
| Artık bizden nefret ediyorlar, bir dazlak ile evli olduğumu sanıyorlar. | Open Subtitles | فهم يكرهوننا الآن ."يظنون أنني متزوجة لأحد "حليقي الرؤوس |
| Bizim kendi kendine değişen dazlağımız hapiste değişen bir dazlak tarafından taciz ediliyor. | Open Subtitles | أحد "حليقي الرؤوس" لدينا المصلَح ذاتياً تتم مطاردته من أحد "حليقي الرؤوس" المصلَح من السجن |
| Bir dazlağa veya dazlak vahşetiyle karşı karşıya gelmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يلحق بي الأذي بسبب صراعات "حليقي الرؤوس" مع بعضهم |
| Kimse onların kel olduğuna bilmiyordur. | Open Subtitles | لم يكن أحد يعرف إنهم كانوا حليقي الرؤوس. |
| Islah edilmiş bir dazlağın evinin karşısında yaşayan nefret suçu mağduru bir kurban. | Open Subtitles | ضحية لجريمة كراهية يسكن عبر الشارع بالقرب من أحد "حليقي الرؤوس"؟ |
| Yani kısacası dazlaklara profesyonel sapıklar da diyebiliriz. | Open Subtitles | "يمكنك القول بأن "حليقي الرؤوس مطاردين محترفين |
| - Dazlakları kurtarmak. - Reklam kafasını siktiğimin dazlaklarıyla ilgili değildi. | Open Subtitles | ـ تحرير حليقي الرؤوس ـ الأعلان ليس له أيّ علاقة بحليقي الرؤوس |