"حل مشكلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • sorununu çözmeye
        
    • problemi
        
    • çözmek için
        
    • konusunu çözmek
        
    • problemini çözmek
        
    • sorununa
        
    Hükümetin zeka özürlüler sorununu çözmeye çalıştığını biliyorsunuz. Anlamadım. Open Subtitles أنتِ تعلمين انه الحكومة تريد حل مشكلة المتخلفين عقلياً ؟
    Bu süreçte gıda güvencesi sorununu çözmeye yardım etmeyi, çiftçileri güçlendirmeyi, yeni işler yaratmayı, yerel ekonomiyi geliştirmeyi ve süreçte zengin olmayı umuyoruz. TED نأمل المساعدة في حل مشكلة الأمن الغذائي ودعم المزارعين وخلق فرص عمل وتطوير الاقتصاد المحلي، ونأمل أن نصبح أغنياء في هذه العملية.
    Elde ettiğim en iyi sonuçlardan birini bir problemi çözmeye çalışırken buldum. Open Subtitles من أفضل النتائج التي حصلت عليها هي عند محاولة حل مشكلة ما
    Ben bir bilgisayar mühendisiyim. Ve bu problemi kodlama ile çözemeyeceğim açıktı. TED فأنا مهندس كمبيوتر، وكنت واثقًا من أني لن أستعمل البرمجة في حل مشكلة تلوث الهواء.
    Böylece her 360 milyar hesaplamada bir kez ortaya çıkabilecek bir problemi çözmek için toplumumuzda milyarlarca para harcandı. TED مليارات الدولارات في مجتمعنا أُنفقت لغرض حل مشكلة تظهر مرة في كل 360 مليار عملية حسابية.
    Eğer israf konusunu çözmek istiyorsanız, her şeyi merkezileştirirsiniz. TED لذلك إن أردت حل مشكلة الهدر حافظ على مركزية كل شيء
    Ve halk sağlığının bir problemini çözmek için, ajans bir başka şeyin tohumlarını ekiyor. TED ومن أجل حل مشكلة واحدة متعلقة بالصحة العامة، تزرع الوكالة بذور مشكلة أخرى.
    Ertesi gün Michael şirketin uçağını satmayı başardı... ve ayrıca ailenin ulaşım sorununa bir çözüm buldu. Open Subtitles لا حقا هذا اليوم مايكل انهى صفقة بيع طائرة الشركه و ايضا تمكن من حل مشكلة وسيلة مواصلات الاسره
    Bu da, özgürlük sorununu çözmeye çalışmamız demek... seçime ve sorumluluğa önem vermek... bireyselliği anlamaya çalışmak demek. Open Subtitles و هذا يعني محاولة حل مشكلة الحرية إيجادالحيزللإختياروالمسؤولية... و محاولة فهم الفردانية
    - Askeri bir bilim adamı... 0..hayatını mutant sorununu çözmeye adadı. Open Subtitles -أحد علماء الجيش و لقد قضي عمره كله محاولا حل مشكلة المتحولين
    Ben Frank'in sorununu çözmeye çalışırken, Joy'un sorunu tekrar baş gösteriyordu. Open Subtitles (بينما أحاول حل مشكلة (فرانك كانت مشكلة (جوي) تبدأ من جديد
    Denizaltına kaliteli monoton sinyal göndermeye çalışan bir adam problemi desensiz müzik yaparak çözmüştü. TED اتضح أن رجلًا كان يحاول تطوير الرنين المثالي للسونار قد حل مشكلة تأليف موسيقى خالية من التكرار.
    Banyo yaparken bir problemi çözmek çoklu görev değilse nedir bilmiyorum. TED ‫وإذا كان حل مشكلة أثناء الاستحمام ‬ ‫لا يندرج ضمن تعدد المهام،‬ ‫فأنا لا أعلم ما الذي يمكن لنا ‫اعتباره كذلك.‬
    Bu son derece ciddi bir problemi çözmekte başarısız olmanın yürek acısı. TED هو ألم قلب مفطور لعجزه عن حل مشكلة عويصة.
    İklim krizini çözmek için demokrasi krizini çözmemiz gerekiyor. TED لكي نتمكن من حل أزمة المناخ علينا حل مشكلة الديمقراطية
    Erişim konusunu çözmek istiyorsanız, son düzlükteki hastane veya sağlık merkezinde çok ilaç depolar ve hastalara ilaçları verirsiniz. Fakat çok fazla ilaç göndermiş olursunuz TED إن أردت حل مشكلة الوصول عليك تخزين الكثير من الأدوية للمستشفيات أو المراكز الصحية ويحصل المريض على ما يحتاجه ولكن ينتهي بك المطاف بهدر الكثير من الأدوية وهذا مكلفٌ للغاية
    Duygusal ihtiyaçlarınızı karşılamak için, idealleştirilmiş aile birimine bağlı kalmaktansa; burada işte geçirdiğiniz zor bir günü anlatmak veya kötü davranan bir öğretmen problemini çözmek için gidebileceğiniz iki düzine insan var. TED بدلًا من الاعتماد على وحدة العائلة المثالية فقط لتلبية كل احتياجاتكم العاطفية، لديكم العشرات من الناس يمكنكم الذهاب إليهم للحديث عن يوم عمل شاق او حل مشكلة كيفية التعامل مع أستاذ متعسف استبدادي.
    Ritalin, konsantrasyon sorununa faydalı olana kadar bunu bilemeyiz. Open Subtitles نحن لن نعرف ذلك قبل أن يساعدك الـ ( ريتالين) فى حل مشكلة التركيز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more