| Yeni ve farkı bir şey yapmak heyecan verici olabilir. | Open Subtitles | ربما سيكون حماسي ذا قمنا بعمل شيء جديد و مختلف |
| Benim için, bu güvenli haberleşme tarihinde özellikle heyecan verici bir zaman. | TED | بالنسبة لي، هذا بالتحديد وقت حماسي جدًّا في تاريخ التواصل الآمن. |
| Anne, o adamı yakalamak, şimdiye kadar ki en heyecan verici deneyimin değil miydi? | Open Subtitles | أمي ، قبضك عليه أفضل شيء حماسي فعلتيه بحياتك؟ |
| Hoşgeldiniz! Hoşgeldiniz! heyecanlı, aksiyonlu bir yarış gecesi. | Open Subtitles | لليلة من المتعة لسباق بمسافة ربع ميل حماسي، حماسي ، حماسي |
| Bu şimdiye kadar duyduğum en kötü moral konuşmasıydı. | Open Subtitles | لقد كان هذا حرفياً أسوأ حديث حماسي قد سمعته على الإطلاق. |
| Zamanında ve coşkulu bir şekilde cevap vermezseniz, iş arkadaşım paspasını alacak ve kendi deyimiyle sizi buzlu şekerleme yapacak. | Open Subtitles | وإذا لم تجيبوا في الوقت المناسب وعلى نحو حماسي فإن شريكي سيخرج ممسحته وبحسب مفرداته هو وليس مفرداتي: "سيقوم بإبادتكم" |
| Baş gitaristimizden, çok motive edici bir konuşma. | Open Subtitles | خطاب حماسي رائع من قبل عازف الجيتار الرئيسي |
| Ama ben onu dışarı çıkarabilmeniz konusunda heyecanlıyım. | TED | ما أثار حماسي أكثر أنه يمكن اصطحاب الجهاز الى الخارج. |
| İlk kitabının yayınlanıyor olması heyecan verici olmalı. | Open Subtitles | لا بد وانه امر حماسي انه ينشر لك او كتاب |
| 14 yıl tek başıma ormanda yaşadım, bu yüzden benim için epey heyecan verici. | Open Subtitles | ،عشت في الغابه لمدة 14 عام لذا بالنسبه لي هذا حماسي جداً |
| Size heyecan verici bir şey göstereceğim. | Open Subtitles | لأنه لدي أمرٌ حماسي لأريكما ...مستعدين و |
| Tabii ki öyleyim. heyecan verici bir gün. | Open Subtitles | - بالتأكيد أنا كذلك, هذا يوم حماسي لا أستطيع أن أكذب - |
| Abla olmak çok heyecan verici değil mi? | Open Subtitles | انه شيء حماسي ان تكوني اخت كبيرة ؟ |
| Kalbim, pıt pıt ediyor. heyecan verici bir şey. | Open Subtitles | وكأن قلبي بدأ يخفِق لأجلها, هذا حماسي |
| Ne kadar heyecanlı olduğumu anlatamam! | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول لكِ ما مدى حماسي لا أصدق ذلك |
| (Mac Stone filmde) Aman Tanrım, buna inanamıyorum!] Bu olduğunda ne kadar heyecanlı olduğuma inanabilirsiniz. | TED | (ماك ستون في الفيلم) يا إلهي، لا أصدق ذلك!] يمكن الآن أن تصدق مدى حماسي عندما حدث ذلك. |
| Bay Swenson, ne kadar heyecanlı olduğumu size anlatamam. | Open Subtitles | أوه، سّيد (سوينسن)، لا أستطيع أخبارك بمدى حماسي. ربّما يمكنك أن تجدول إجتماع للموظّفين. |
| Bana başka bir moral konuşması daha yapmaya mı geldiniz, başkomiser? | Open Subtitles | تعال إعطنى خطاب حماسي اخركابتن |
| Şimdi adamlarının moral konuşmasına ihtiyacı var. | Open Subtitles | -الأمر معقّد الآن ، شعبكَ بحاجة إلى كلام حماسي |
| Bu çok coşkulu değildi. | Open Subtitles | .لم يكن هذا حماسي للغايه |
| Bu coşkulu yenilikleri biraz zorlama buluyorum. | Open Subtitles | أتمنى لو أن لديّ ثقتك يا سيد (سلفريدج). أجد أن الإستحداث المُتفاقم حماسي بعض الشيء. |
| Takım kaptanımızdan, çok motive edici bir konuşma. | Open Subtitles | خطاب حماسي رائع من قبل رئيس الفريق |
| Bize getirdiğiniz şey konusunda ne kadar heyecanlıyım anlatamam. | Open Subtitles | لا يمكنني التعبير عن حماسي تجاه ما أحضرته لنا |
| Kıyıya yaklaştığımızdaki heyecanımı hiç bir zaman unutmayacağım. | TED | لن أنسى مدى حماسي عند اقتربنا من الساحل. |