| Evet, siyah sutyen ve gri yün çorapların önemi nedir? | Open Subtitles | نعم, ما هي اهمية حمالة الصدر السوداء والجوارب الصوفية الرمادية؟ |
| Omuz ve arkadan askısı yok, ama tam bir sutyen görevi görüyor. | Open Subtitles | ولكنها تقوم بكل شىء تفعلة حمالة الصدر العادية |
| Bir numara: sütyen. | Open Subtitles | الكلمة الأولى: حمالة الصدر التي لا أريد سماعها بالتلفاز ثانيةً الكلمة الأولى: |
| Ever. Sadece yeniden sütyen takmaya başladım. | Open Subtitles | أوه نعم, حسنا لقد بدأت ألبس حمالة الصدر مرة أخرى |
| Kurbanı yaşatmaya çalışırken, sütyeni beni engelliyordu, bu yüzden yerini değiştirdim. | Open Subtitles | حمالة الصدر كَانتْ في الطريقِ، لذا أنا مَوْضُوع ثانيةً هو. |
| Bu elmas sutyeni de daha yeni tasarlamış. | Open Subtitles | مجرد تصميم حمالة الصدر الماس إبهار الملابس الداخلية. |
| Kızım ilk straplez Sütyenini alıyor, onun yanında olmalıydım. | Open Subtitles | ابنتي ستشتري حمالة الصدر الأولى لها كان على أن أكون هناك |
| Bu iyi, çünkü sonunda bu idman Sutyenini verebileceğim birisini buldum. İşte, Josephina. | Open Subtitles | وهذا شيء جيد،اخيرا وجدت يستطيع ان يستعمل حمالة الصدر التدربية ،تفضل ياجوزفينا |
| Linda, derse gelirken sutyen giy. | Open Subtitles | ليندا , أريدك أن ترتدي حمالة الصدر في الصف |
| Ben o rolü takviyeli sutyen.. | Open Subtitles | كان من المفترض ان امثل الدور ولم استطع تمثيله من دون حمالة الصدر |
| sutyen onun için tasarlanmıştı. | Open Subtitles | و نموذج التي تم إجراؤها على حمالة الصدر ل. |
| Bu sutyen bir taşla iki kuş vuracak, anneni şüphelendirip sizinkilerin ayrılmasına neden olacak. | Open Subtitles | حمالة الصدر هذه سترفع وتفصل حقاً سترفع شكوك أمك وتفصل بين والديك |
| Bu sütyen göğüslerimi gerçekmiş gibi gösteriyor mu? | Open Subtitles | هل حمالة الصدر هذه تجعل ثديي يبدو حقيقياً؟ |
| Dün sütyen denerken seni soyunma odasına aldığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أني تركتك معي في غرفة القياس بينما كنت أحاول تركيب حمالة الصدر |
| Geçen dogumgünümde bana bir sütyen verdi. | Open Subtitles | من أجل عيد ميلادي الأخير أعطتني حمالة الصدر |
| sütyeni eski yerine koymasına izin verdiği için ona teşekkür ettiğini söyledi. | Open Subtitles | يَقُولُ بأنّه شَكرَها ل يَتْركُه يُحرّكُ حمالة الصدر للوراء. |
| İkiniz de bu iş için yanlış sütyeni giymişsiniz. | Open Subtitles | هيا، حتى انك لست ترتدىن حمالة الصدر المناسبة لذلك |
| Dün elmas sutyenin çekimlerinde ben modeldim, ...ama sutyeni giydikten önce ya da sonra neler oldu bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا أطلق النار على حمالة الصدر الماس صور أمس، و حسنا، ماذا يحدث قبل أو بعد أنا ارتداء الحجاب، وأنا لا يمكن أن أقول لك. |
| Bu sutyeni Dazzle Elmas Şirketi için tasarladığından beri. | Open Subtitles | وهناك الكثير أكثر في الآونة الأخيرة منذ أن قام بتصميم حمالة الصدر ل، اه، إبهار ملابس الشركة. |
| -Tamam. Güzel. Sütyenini çıkar. | Open Subtitles | واتخاذ القرار لاتخاذ حمالة الصدر الخاصة بك قبالة. |
| Elbiselerin üstündeydi. Sutyenini çekip indirdiler. | Open Subtitles | وكنت مرتدية ملابسك بينما هم يخلعون عنك حمالة الصدر |
| Hâlâ 7. sınıfta giydiğim sütyenimi giyiyorum. | Open Subtitles | أعني أنا ما زلت ارتدي حمالة الصدر نفسها الذي ارتديتها في الصف السابع |
| İtfaiye yetkilileri, sütyenin daha büyük ve ateşe çok daha dayanıksız malzemeden yapıldıkları dönemlere ait olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | افترض مسؤولو قسم الإطفاء أن حمالة الصدر كانت من زمن غابر عندما كانت حمالات الصدر أكبر |
| Victoria's Secret fantazi sütyeninin koruyucusuyum. | Open Subtitles | لهذه السنه العشره ملايين دولار حمالة الصدر الخياليه لـ فيكتوريا سيكرتز |
| En azından sütyenlerini şey yapsan. | Open Subtitles | حسنٌ ، ربما عليكِ ان تقومي بشيء بخصوص حمالة الصدر |