| Sizi harika bir evde hayal ediyordum Büyük bir havuz. | Open Subtitles | أنا أراكِ في هذا البيت الرائع ذي حمام السباحة الكبير |
| Seth, Ryan'ın dün bütün gün, havuz evinden çıkmadığını söyledi. | Open Subtitles | . هو لم يترك منزل حمام السباحة طوال يوم أمس |
| - Evet, yemekten sonra havuza girişler kapatılacak. | Open Subtitles | نعم، بعد وقت العشاء سوف يتم منع حمام السباحة عن الآخرين |
| Tamam, sanırım serinlemek için havuza gitti. | Open Subtitles | أعتقد أنها قد ذهبت تتمشى خارج حمام السباحة . فقط من أجل الهدوء |
| Bunu havuzun orada buldum. Ne biçim sal ama, değil mi? | Open Subtitles | لقد وجدتُ هذا أسفل حمام السباحة يا لها من مجموعة مجنونة |
| - Görmüyor musun, havuzda keyif yapıyorum. - Peki neden? | Open Subtitles | حَسناً، يمكنني أن أقول أنني أنجرف هنا في حمام السباحة |
| Tıpkı odada kendine ait küçük havuzu olan birinci sınıf oteller gibi. | Open Subtitles | مثل فندق من الدرجة الأولى، مثل تواجد حمام السباحة خاص بك بغرفتك |
| Şu 5000 yarışını koçacağım ve kazandığımda bana eşlik edecek büyük bir Denver omletiyle havuz başı kabinimde bunu kutluyor olacağım. | Open Subtitles | انا سوف أجري في سباق ال5 كيلو مترات وسوف أفوز وسأحتفل في كابينتي بجانب حمام السباحة مع طبق من الأومليت ليرافقني |
| havuz boşken icabına bakalım işte. | Open Subtitles | بما أنّ حمام السباحة فارغ، فــ لنهتم بالأمر فحسب |
| Çok tatlıydılar ama havuz filtresi için ne kadar kızmıştın, hatırladın mı? | Open Subtitles | لكن أتذكر كم كنت مستاءاً بشأن فلتر حمام السباحة ؟ |
| Van'ı havuz başında göbek atarken seyrettiniz fakat yüzme takımı için 5,000 dolar toplamayı başardı. | Open Subtitles | شاهده وهو يمرح فى حمام السباحة ولكن كن على علم أنه جمع 5 آلاف دولار ليعين بها فريق السباحة العام القادم |
| havuza gitmekti. | Open Subtitles | مثل الذهاب إلى حمام السباحة كانت رائعة ايضا |
| havuza kız tavlamaya gitmiyorduk aslında, | Open Subtitles | لم يكن حمام السباحة جيدا لنا مثل ما نقول |
| Ben almayayım. havuza gidip birkaç tur yüzeceğim. | Open Subtitles | أنا ذاهبة لعبور حمام السباحة و عمل بعض اللفات |
| Millet, masalar oraya doğru sıralanacak ve bar, havuzun yanında olacak. | Open Subtitles | يا رفاق، ضعوا الطاولات في الخلف هناك والمسقى بجانب حمام السباحة |
| Yüzme havuzunda, bir dolap anahtarı var, havuzun dibinde bulacaksın. | Open Subtitles | بداخل حمام السباحة يوجد مفتاح خزانة عند مصرف المياه في نهايته بالعمق |
| Kapalı havuzda havai fişekleri izleyecek. | Open Subtitles | سوف ترى الألعاب النارية في حمام السباحة المُغلق لهما فحسب |
| Şey - sadece ordan oraya atlıyorum, burda, havuzda. | Open Subtitles | حَسناً، يمكنني أن أقول أنني أنجرف هنا في حمام السباحة |
| Bu akşam Başkan Joo havuzu kapatıp bir gösteri düzenleyecek. | Open Subtitles | هاي، الرئيس سوف يُغلق حمام السباحة الليلة و يقوم بعمل حدث خاص |
| Bu arada Otis, bir daha havuzdan çiktigimda bornozumu hemen sirtima koy. | Open Subtitles | وبالمناسبة يا أوتس في المرة المقبلة ضع الروب على خارج حمام السباحة |
| O kocaman, acayip evine, daha da acayip yüzme havuzuna ve... daha bile acayip oyun odana ne oldu? | Open Subtitles | وماذا حدث الى منزلك الكبير الغريب مع حمام السباحة الاغرب و غرفة الالعاب الاكثر غرابة |
| Tabi bu noktaya havuzumu yerleştirmeden önce... | Open Subtitles | , قبل أن اعطى الأمر ببناء حمام السباحة . الخاص بى |
| - Gitmeliyim. Havuzunu temizlemedim daha. - Tanık sizin. | Open Subtitles | . يجب أن أذهب أنا لم أنظف حمام السباحة - . الشاهد - |
| Tina, az önce yüzme havuzunda bir yaratık mı gördüm? | Open Subtitles | تينا , هل لمحت مخلوق ما فى حمام السباحة الان؟ |
| - Çünkü onları havuzlarında seks yaparken gördüm. | Open Subtitles | -لأني رأيتهما يمارسان الجنس في حمام السباحة |
| - Ve o da havuzdaydı. | Open Subtitles | -وكان متواجداً عند حمام السباحة |