| Sana herşeyi daha önce anlatmadığım için özür dilerim. Sadece seni korumaya çalışıyordum. | Open Subtitles | وأنا آسف جداً لعدم اخباركِ بذلك , اردت فقط حمايتكِ هذا كل شيء |
| Ve sana da bir şey söyleyemedim çünkü seni korumaya çalışıyordum. | Open Subtitles | وأن ما كان بوسعي إخبارك أي شيء لأنني كنت أحاول حمايتكِ |
| Görevim seni korumak olduğu için, bazen acımasız olmam gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، أحياناً يجب أن أكون وضيعة لأن وظيفتي هي حمايتكِ |
| Şimdiye kadar hiç mantıklı gelmemişti. Doğruysa bile seni korumak için yaptı. | Open Subtitles | إن كان هذا صحيحاً , فهو يفعل هذا من أجل حمايتكِ و هذا هو المهم |
| Seni koruyamam diye korkuyorsun. Evet, korkuyorum. | Open Subtitles | و الآن أنت خائفة من عدم قدرتي على حمايتكِ |
| Seni koruyabilirim, ama kimin yaptığını bilmem gerek. | Open Subtitles | . أستطيع حمايتكِ , لكن أحتاج ان اعرف من فعل هذا |
| Bizi korumayı öğrenmek zorundaydım aynı seni korumaya çalıştığım gibi. | Open Subtitles | كان عليّ أن أتعلم كيفية حمايتنا كما أحاول حمايتكِ الآن. |
| İşte yenisin ve sadece, seni çok uygunsuz mesleki bir durumun ortasında kalmandan korumaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنتِ جديدة بالوظيفة .. وأنا أحاول حمايتكِ من أن تدخلي في منتصف موقف مهني صعب جداً |
| Peki, peki, sadece seni korumaya çalışmıştım. | Open Subtitles | حسناً , حسناً , لقد كنت أحاول حمايتكِ فحسب |
| Nereye gideceğimizi söylemediğim için özür dilerim. Seni korumaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أصغي، أعتذر على عدم إعلامكِ بوجهتي كنتُ أحاول حمايتكِ |
| Seni ve diğerlerini bazı belli başlı gerçeklerden korumaya çalıştım. | Open Subtitles | حاولتُ حمايتكِ و حمايةَ آخرين من وقائعَ محدّدة. |
| Seni tüm bunlardan korumaya çalıştım ama üstesinden gelebileceğini tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | حاولتُ حمايتكِ من كل هذا، لكن حريّ أن أعلم أن بوسعكِ تدبر الأمر. |
| En başta, bu onu korkutmuştu. Şimdiyse sadece seni korumak istiyor. | Open Subtitles | بالبداية أفزعه الأمر، و الآن يحاول حمايتكِ و حسب. |
| Seni korumak görevimse iyi bir nedeni olmalı ya da işte çok kötü bir gün geçirebilirim. | Open Subtitles | لكن إذا كانَ من واجبي حمايتكِ فعليَ ان احصلَ على سببٍ وجيهٍ او قد اعاني من يومٍ سئ في العمل |
| Yetişkin olabilirsin ama hâlâ benim kızımsın ve seni korumak benim görevim. | Open Subtitles | ربما أصبحت بالغة لكنكي ما تزالين ابنتي و مهمتي حمايتكِ من أولاد الحرام |
| Kabul etmediğin takdirde artık seni koruyamam. | Open Subtitles | إذا لم تنصاعي، فسأعجز عن الإستمرار في حمايتكِ |
| Ben sadece kendimi koruyabilirim. Seni koruyamam. | Open Subtitles | أستطيع حماية نفسي فقط لا يمكنني حمايتكِ |
| Beni nasıl koruyamadıysa seni de koruyamaz. | Open Subtitles | لنْ يقدر على حمايتكِ كما لمْ يقدر على حمايتي |
| Kendi güvenliğin için ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين ما عليكِ فعله من أجل حمايتكِ الشخصية |
| Eğer sana inanırsa, seni koruyabilir. | Open Subtitles | إن كان يصدقكِ , فبإمكانه حمايتكِ |
| Yani eve geri dönüp seni ve çocukları korumam lazım. | Open Subtitles | لذا يجب أن أعود للمنزل حتى يتسنَ لي حمايتكِ والأولاد |
| Senin korumanı istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد حمايتكِ لي. |
| Kızmakta haklısın ama niyetim seni korumaktı. | Open Subtitles | لكِ مطلق الحقّ في أن تغضبي، ولكنّي كنتُ أحاول حمايتكِ وحسب |
| Eğer ondan korkuyorsanız, sizi koruyabiliriz. | Open Subtitles | إن كنتِ خائفةً منه فيمكننا حمايتكِ. |
| Bu evde kalmamız gerekiyor. Sizi korumamı istiyorsanız böyle yapmak zorundayız. | Open Subtitles | نريد البقاء فى هذا المنزل تريدين منى حمايتكِ |
| Yanına bir daha gelmeye cesaret edecek olursanız sizi bizzat ben koruyacağım. | Open Subtitles | إن قررتِ التواجد بصحبتهِ مجدداً سأتولى شخصياً امرُ حمايتكِ. |
| Seni koruyamadığım için özür dilerim anne. | Open Subtitles | آسف لعدم قدرتي على حمايتكِ يا أمّي |
| Bunu olabileceğini bilmeliydim, ve seni korumalıydım. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أتوقع حدوث هذا. - وكان ينبغي علي حمايتكِ . -لا تفعل . |