"حمايتها" - Translation from Arabic to Turkish

• korumak
• korumaya
• koruyabilirim
• koruyamadım
• korumayı
• koruyamazsın
• koruyamam
• korumam
• koruması
• koruma
• güvende
• korunması
• korumalısın
• koruyabilecek
• güvenliği

Ve O'nu korumak için, şehir dışına çıkarma fikri gülünç.
و فكرتك حول اخراجها من المدينة لاجل حمايتها فكرة سخيفة

Temizlik zamanında çok sayıda büyücü onu korumak için öldü.
في يوم التطهير، سحرة عظام عديدون ماتوا وهم يحاولون حمايتها

Timsahı korusun diye tutulmuş bir adam, onu korumaya çalışırken canından oldu.
رجل استأجر للدفاع عن التمساح خسر الحياة ل مخلوق كان يحاول حمايتها.

Birilerinin bu çorak toprakları korumaya gerek duyduğuna inanmak oldukça zor geliyor.
رغم ذلك يبدو صعب التصديق بأن هذه الأراضي المقفرة البعيدة مطلوب حمايتها.

Onunla kalırsam, onu koruyabilirim. O yüzden bir yere gitmiyorum.
إن بقيت معها، فبإمكاني حمايتها لذا لن أبرح مكاني

Bir çok karbon, biyolojik çeşitlilik ve korumak istediğimiz bir çok şey var.
بها تنوع بيولوجي كبير والكثير من الكربون وهي أشياء نود حمايتها.

Eğer bu yerlerin görkemini deneyimleyebilirseniz, belki onları korumak ve muhafaza etmek için ilham bulabilirsiniz.
إذا استطعتم تجربة جَلاَل هذه المناظر الطبيعية لربما ستقتنعون بالمحافظة عليها و حمايتها.

İkizi olduğu için onu korumak istediğini söyledi.
أعتقد أنكِ قلتي أنكِ تريدي حمايتها ولكن أعتقد أن هذا كان لأنكِ الأخت الكبيرة

"Bir gün, onu korumak için kendimi sorumlu hissettim."
و هذا أزعجني. ذات يوم, أحسست أنني مجبرة على حمايتها.

Yani onu korumak içn gönderceğimiz bu da kişi de tehlike altında demek.
هذا سيعرض الضابط المسؤول عن حمايتها للخطر

Babası da bunun yeterince üzücü olduğunu düşündü ve onu korumaya aldı.
وهو يشعرُ أنّ لديها ما يكفي من الحزن، لذا فقد حاولَ حمايتها

Onun hala orada olabilir... diğer kızlar onu korumaya çalışıyordur.
من الممكن أنها لا تزال هناك وبقية الفتيات يحاولنَ حمايتها

korumaya çalıştığı suç ortağı o kız olmalı.
الفتاة التي كانت تحاول حمايتها يبدو أنها هذه الفتاة، نعم يبدو هذا

Başkalarının ıstırabını göz ardı edip, ha- yatlarını mahvederek korumaya çalıştığın aile nedir Allah aşkına?
ما الأمر الجلل بهذه العائلة التي أردتِ حمايتها بينما تتجاهلين مأساة شخص آخر وتسحقين حياته؟

Nerede olduğunu söylersen onu koruyabilirim.
وبامكاني حمايتها لوأخبرتني بمكانها

Ama yangının çıktığı gece, ben onu koruyamadım.
ولكن ليله اندلاع الحريق لم اتمكن من حمايتها

Onu korumayı er ya da geç bırakacağız. Sonra peşine düşecektir. Sadece bekleyecek.
سنضطر للتوقف عن حمايتها عاجلاً أو آجلاً وحينها سيقوم بملاحقتها، سيقوم بالإنتظار

Evet ama mesele gençler olduğunda sen bile koruyamazsın.
أجل، ولكن عندما يتعلق الأمر بالمراهقين، فلا يمكنكَ حمايتها.

Onu veya bir başkasını böyle koruyamam, bir insan olarak.
لا أستطيع حمايتها أو حماية أى أحد و أنا رجل

Sadece bu değil, polise yakalanmaması için ayrıca onu korumam gerekiyor.
علاوة على ذلك، علي حمايتها من الشرطة حتى لا يُقبض عليها

Sen, ve onu koruması gereken babası gibi insanlardan nefret ettim artık.
لقد سئمت من الناس مثلك , ووالدها الذين كان عليهم حمايتها

Kikunojou ve ben onu koruma sorumluluğunda geride bırakılmıştık, ama sadece ikimiz yeterli değildik.
أنا و كيكونوجو كلفنا بحمايتها , لكن لا يمكن لاثنين فقط حمايتها

Burada, onu güvende tutacak birinin olduğundan emin olmam gerekiyordu.
اردت ان اتاكد من ان هنالك احد ما بوسعه حمايتها

Kişisel haklarının korunması ve can güvenliliği senin sorumluğunda.
واجبك حمايتها حماية كاملة واياك أن تغويها أو تزعجها

Onu yakından korumalısın, veliaht.
يجب عليكَ حمايتها عن قرب، أيها الابن البكر.

Onu koruyabilecek birisini tanıyabileceğini düşünmüştüm.
وأعتقد أنك قد تكون تعرف من يستطيع حمايتها

Paris'e atandı ve kendisine birkaç farklı kimlik verildi, güvenliği için hiçbirine erişimimiz yoktu.
تم اعادة تعيينها فى باريس حيث تم اعطائها العديد من الهويات لم يسمح لنا بالوصول لأى من تلك الهويات لأجل حمايتها