| O, o şu anda tertemiz, eğer.. Tutmak istersen. | Open Subtitles | لقد تمّ تنظيفه تماماً الآن إن كنتِ تريدين حمله |
| Aslında tatlıymış. Tutabilir miyim? | Open Subtitles | إنه جميل نوعا ما أيمكنني حمله ؟ |
| Silah taşımak onu öldürmemiştir, ama silah taşıma nedeni onu öldürmüş olabilir. | Open Subtitles | حمل مسدس لا يتسبب بمقتله، لكن ربما كان حمله للمسدس سبباً بمقتله |
| Kucağıma Alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني حمله ربما يمكنني اللعب معه قليلاً |
| Onu Kucağına almak ister misin canım. | Open Subtitles | الا تريدين حمله يا عزيزتي؟ |
| Dwight, onu kamyonete taşımama yardım eder misin? | Open Subtitles | دوايت ، ربما يمكنك مساعدتي في حمله الى الشاحنة |
| Bu yüzden 10X10 için global elçiyim kadınları eğitmek için küresel bir kampanya. | TED | ولهذا السبب أنا سفيره عالميه لمنظمة 10×10 وهي حمله عالميه لتعليم النساء |
| Eğer Tutmak istemiyorsan, tezgâha koysaydın. | Open Subtitles | إذا لم ترد حمله من أجلي كان بإمكانك وضعه على المنضدة |
| - Gazı ayarlayamazlar. Elle Tutmak gerekir. | Open Subtitles | اسمع، لا يمكن تركيب الصمّام، لا بد من حمله |
| Kafasını böyle Tutmak gerekir. Pat! | Open Subtitles | اترى عليك حمله بهذا الشكل فهمت |
| - Tanrım, ne tatlı şey. Tutabilir miyim? | Open Subtitles | أنه لطيف جداً ، هل أستطيع حمله ؟ |
| Onu biraz Tutabilir miyim? | Open Subtitles | من فضلكِ، أيمكنني حمله قليلاً؟ |
| Ayrıca o tırnaklarla ne Tutabilir bilmiyorum. | Open Subtitles | ولا أعلم ما تستطيع حمله بتلك الأظافر. |
| Orada kalsın mı yoksa elinde mi taşımak istersin? | Open Subtitles | أتريدين الإحتفاظ به هنا أم تريدين حمله على يديك ؟ |
| Bir kere daha Kucağıma almak istiyor ben. | Open Subtitles | أنا أريد حمله فقط، لمرة واحدة، فقط مرة واحدة أخيرة. |
| "Merhaba" desene. Kucağına almak ister misin? | Open Subtitles | قل "مرحباً" أتريد حمله ؟ |
| Hüznünün ağırlığının küçük bir parçasını taşımama izin verseydin keşke. | Open Subtitles | "لو أنك تستطيع السماح لي بمشاركتك ولو بجزء صغير في حمله". |
| Sen halkla ilişkilerden sorumlusun. Yeni bir kampanya başlat. | Open Subtitles | أنت مسؤول عن علاقاتى العامه اريد حمله جديده تماما |
| Rica etsek gazete için fotoğraf çekerken atı tutar mısınız? | Open Subtitles | أتمانع حمله من أجلنا ؟ ليتسنى لنا التقاط صورة للجريدة |
| Bu, zamanının rahiplerinin taşıdığı bir Caravaca Haçı. | Open Subtitles | إنه صليب كارفاكا الذي حمله الكهنة في ذلك الوقت |
| Yaşadıklarımı karşılamaz ama ancak bu kadarını taşıyabilirim. | Open Subtitles | لا يكفي لما مرّيتُ به ولكن هذا أقصى ما بوسعي حمله |
| Adamlar! Taşıyabildiğiniz kadar su alın. | Open Subtitles | أنت ورجالك عليكم بتعبئة كل ما تستطيعون حمله من ماء. |
| Katil bu ipliği aldı, kullandı arabaya koydu, ormana kadar taşıdı. | Open Subtitles | لكن القاتل ألتقط هذا النسيج أخذه للعمل و ضعه في سيارته حمله إلى الغابات |
| Sabah taşıyabileceğimiz kadar çok yiyeceği yanımıza alır ve ayrılırız. | Open Subtitles | بالصباح سنأخذ كل ما نستطيع حمله من طعام و نتحرك |
| Sadece taşıyabileceğiniz şeyleri alın. Bolca su ve yiyecek olacak. | Open Subtitles | فقط تحتاجون الي مايمكنكم حمله , يوجد هناك الكثير من الماء والطعام |