| Tatlım aslında ben partiye gelemedim, sabah biraz Boğazım ağrıyordu da. | Open Subtitles | بالحقيقة لقد قررت ان لا اذهب الى الحفلة لان حنجرتي تالمني |
| - Boğazım hâlâ çok kötü. - Evet, benimki de. | Open Subtitles | ما زالت حنجرتي بحالة سيئة - نعم، وأنا أيضا - |
| Size, bu mücevherlerin gerçek sahibinin, mücevherler bulunmazsa boğazımı keseceğinden bahsetmiş miydim? | Open Subtitles | ألم أذكر أن الرجـل صاحــب الحقيبــــة سيقطع حنجرتي إن لم أعيدهـا إليــــه |
| Bilseydim, tendon yerine boğazımı keserdim. | Open Subtitles | لو كنت أعرف , لقطعت حنجرتي بدلا من وتــري. |
| Bir pençesiyle boğazıma yapıştı, diğeriyle de beni tokatlıyordu! - İnanmıyorum! | Open Subtitles | إحدى يديه على حنجرتي و بالأخرى كان يصفعني مراراً و تكراراً |
| Çok duygulandım. boğazımda bir şey düğümlendi. | Open Subtitles | أنا مخنوق من الداخل تكون لدي ورم في حنجرتي |
| Bu saf çelik bıçağı boğazımdan sokup mideme kadar yutacağım. | Open Subtitles | سأبتلع هذا النصل الطويل من الفولاذ الصلب إلى أسفل حنجرتي ومعدتي. |
| Ağlamaktan Boğazım kurudu. Aklımı kaçırmış gibiydim. | Open Subtitles | حنجرتي جافة من البكاء .لقد فقدت عقلي تماما |
| Bende ölüyordum. Boğazım kesildi, hayatım akıp gidiyordu. | Open Subtitles | أنا كنت أموت, تم قطع حنجرتي ورأيت الحياة تخرج مني |
| Freedom, bana bir kadeh şampanya al. Boğazım kurudu. | Open Subtitles | فريدم أحضر لي من الشامبانيا , حنجرتي جفت من العطش |
| Boğazım düğümleniyor. Sanırım yukarı çıkacağım. | Open Subtitles | حنجرتي تنغلق أعتقد أنني يجب أن أصعد للأعلى |
| Boğazım yanıyor ve öksürmeye başlıyorum. | Open Subtitles | إنه فقط إحتراق في حنجرتي ويضايقني وهو فقط يجعلني أصاب بالسعال |
| Boğazım öyle kurumuştu ki bir daha konuşamayacağım sanıyordum. | Open Subtitles | حنجرتي جافة جداً اعتقدت بأنني لن استطيع التحدث |
| Bilseydim, tendon yerine boğazımı keserdim. | Open Subtitles | لو كنت أعرف , لقطعت حنجرتي بدلا من وتــري. |
| İblis beni öldürmek için boğazımı kavradığında onu iyileştirecekmişim gibi ona dokundum. | Open Subtitles | عندما وضع الشيطان يده على حنجرتي لقتلي، قمتُ بإمساكِه و كأنني أرغب بشفائه |
| Kraliçe yazmak istemedi, fakat yazmazsa boğazımı keseceğini söyledi. | Open Subtitles | الملكة ما ارادت أن تكتب لكن هو قال سيذبحّ حنجرتي إذا لم تكتب. |
| boğazıma bak ve beyaz bir tabaka görürsen söyle. | Open Subtitles | انظري إلى حنجرتي وأخبريني إن كنتِ ترين شيئاً أبيض؟ |
| Ne zaman bebek meselesini açsam, boğazıma sarılacak hale geliyorsun. | Open Subtitles | وعندما عرضت عليك فكرة إنجاب طفل، قفزت أسفل حنجرتي |
| İçecek, lütfen, kavrulan ve ağrıyan boğazıma birkaç damla içecek. Al bakalım. | Open Subtitles | الشراب ارجوكم، فقط قطرات قليلة فقط لتخفيف عطشي والام حنجرتي |
| Eğer bu şeyden kurtulacaksam boğazımda neyin ürediğini bulmam gerek. | Open Subtitles | إذا كنت سأباشر بهذا فعلي أن أعرف مالذي ينمو داخل حنجرتي |
| Şarap tanrısıyım ve ciddi anlamda boğazımdan aşağı şarap döküyorlar. | Open Subtitles | انا باكوس, وهم حرفياً يصبو نبيذ الى حنجرتي. |
| Şimdi gırtlağımı boğuyor gibi hissediyorum. | Open Subtitles | الأن تشعر وكأن حنجرتي تحاول خنق نفسها |
| Boğazım tıkandı galiba. Bademciklerim şişmiş gibi. Sorun değil. | Open Subtitles | كأن حنجرتي مغلقة، كأني مسممة |
| Sadece Epinen'e ihtiyacım var çünkü mutluluğum Boğazımın tıkanmasına neden oluyor. | Open Subtitles | اليس كذلك ؟ انا فقط احتاج لمنديل بسبب سعادتي ويدع حنجرتي تغلق |
| - Yatırımcılarımız ani bir batıştan korktular, sonra gırtlağıma biraz gelir tıktılar. | Open Subtitles | - نعم مستثمرينا فزعوا من طريق محتمل للفشل, فقاموا بالقاء عملية الاستحواذ في حنجرتي |