| Bilmiyorum. Benim toynak tanımımın yapabileceklerini çoktan aşmıştı oradakiler. | Open Subtitles | لا أعرف، كانت بمسافات بعيدة ليقوم بها أي حيوان ذي حوافر |
| Derler ki, toynak sesi duyduğunda atların geleceğini düşünürsün. | Open Subtitles | يقولون عندما يسمعو اصوات حوافر الحيوانات , انهم وجدو احصنة |
| Olağandışı bir şey görmediniz, değil mi? - toynak falan mesela. | Open Subtitles | أنتِ لم تلاحظي أيّ شيء غير طبيعي حوافر أو أيّ شيء ؟ |
| Belki de başka bir şeydir. Diğer hayvanların da toynakları var. | Open Subtitles | ربما كان حيواناً آخر فثمة أنواع أخرى لديها حوافر |
| Tamam, gördüğünüz gibi onların toynakları var. Yani avlanmıyorlar. | Open Subtitles | لا بأس إنهم لديهم حوافر هذا يعني إنهم لا يؤذون إنهم رشيقون |
| toynaklı hali hiç fena değildi. Ne diyebilirim ki? | Open Subtitles | شكله يبدو جيدا وهو يلبس حوافر ماذا يمكننى ان اقول |
| Çoğunlukla at toynağı ve içyağı yediğini biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتعلم أنك في الغالب تأكل حوافر وشحوم الخيول.. أليس كذلك؟ |
| Yaşadığı için şanslı, her yerde nal izi var. | Open Subtitles | . هو محظوظ لكى يكون حى . هناك حوافر أقدام فى كل مكان |
| Dirgen, sivri kuyruk toynaklar, ayrık! | Open Subtitles | معزقة... ذيل مدبب و حوافر... |
| toynak sesi duyup zebra yerine direk at olduğunu düşünmek gibi. | Open Subtitles | أنها نوعاً ما مثل سماع حوافر الحيوانات و الأعتقاد بأن الأحصنة ليست حميراً وحشياً |
| Kamp dışına doğru giden yeni toynak izleri buldum. | Open Subtitles | وجدت اثار حوافر جديدة تقود خارج المعسكر |
| Dünya üzerindeki tüm canlılar içinde sadece siz ve ben.... ... bunların şu yöne doğru giden bir hayvanın.... ... toynak izleri olduğunu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | من بين جميع المخلوقات على وجه الأرض فقط أنا وأنت يمكننا أن ننظر لهذه الآثار ونقول ما هم , إنها آثار حوافر والتي تركها حيوان ما , ذهَبَ في هذا الاتجاه |
| toynak sesleri duyduğumda aklıma tek boynuzlu atlar değil sadece atlar gelir. | Open Subtitles | عندما سمعت حوافر الطبول لمأعتقدبأنهاأصواتوحيد القرن... تخيلتها أحصنة. |
| - Bir yerlerde mutlaka toynak izleri olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود آثار حوافر بمكانِ ما |
| Bana şöyle ders verirdi: "toynak sesi duyduğunda..." | Open Subtitles | : لقد أعطتني المُحاضرة التي تقول " عندما تسمعين صوت حوافر الحيوانات |
| Şampiyon safkan atların toynakları... cesedinden alınarak farklı farklı yerlere gömülürlermiş. | Open Subtitles | حوافر ممتطي الخيول دفنت بشكل منفصل عن الجثث |
| Tacının altında boynuzları, hoş cübbesinin altında toynakları vardı. | Open Subtitles | وتحت تاجه قرون وتحت ثيابه الجميلة حوافر دامية. |
| Kırmızı kürkü, siyah kürkü ayrık toynakları ve sırtında bir şerit varmış. | Open Subtitles | تارةً يقولون أنه له فرو أحمر وتارةً يقولون فرو أسود له حوافر مشقوقة، وخط يمتد على طول ظهره. |
| Bir çok tanımlama yapılmış, uçan çift toynaklı yaratıktan... | Open Subtitles | والعديد من الأوصاف المختلفة من حيوان طائر ذو حوافر |
| - Şu toynaklı ucubeler! | Open Subtitles | -تلك المخلوقات اللعينة التي لها حوافر |
| Çünkü jelatin ondan yapılıyor. Bilirsiniz ya hani, at toynağı. | Open Subtitles | إذ منها تؤخذ المادة الهلامية تعرفون، من حوافر الحصان |
| Sonunda atlara nal takmaya başladık. | Open Subtitles | لذا سنضع حدوات على حوافر الحصانين |
| Harika toynaklar. | Open Subtitles | حوافر رائعة. |